Kahveye olan ilginiz, tutkunuz nerede, ne zaman başladı? Bu konu hakkında nasıl eğitim alarak kendinizi geliştirdiniz?
Kahveye olan ilgim bir merakla başladı. 2004 yılında, askerlik öncesinde sigortalı bir işim olsun diye girdiğim Metrocity Gloria Jeans Cafe’de bulaşıkçı olarak barın arkasında çalışmaya başladım. Barista olan kişilere tabakları ve fincanları yerleştirirken bakıyordum ve bu işi merak etmeye başlamıştım. Düşünsenize bir kahve yapıyorsunuz ve onu içen kişi mutlu oluyor. Bu da bende merak uyandırmıştı. İlk olarak Gloria Jean’s Cafe’de eğitim aldım. Sonrasında ise 2010 yılında Şerif Başaran’dan, dünya çapında geçerli olan ilk kahve eğitimini aldım ve basic barista sertifikasına sahip oldum. 2019 yılında barista intermedite sertifikasının da sahibi oldum. Sırada profesionel barista sertifikasını almak va. Daha sonrasında yarışmalarda olan bilgi paylaşımlarıyla ve dünya yarışmaları olan ülkelerdeki konferanslara katılarak bilgilerimi hep taze tutmaya çalıştım.
Kahve kültürü konusunda en başarılı bulduğunuz ülkeler hangileridir? O başarının arkasında neler vardır?
Kahve konusunda en başarılı olarak bulduğum ülke Avusturalya. Çünkü her şey çok doğal ve sade. Ada olduğu için dışarıdan dengeyi bozacak hiçbir şey alınmıyor. Bu da her şeyin doğal kalmasını sağlıyor.
İkinci olarak Amerika. Orada da kahve kültürü her anlamda çok iyi gidiyor. Araştırma yapmaları ve kendilerini geliştirmeleri hoşuma gidiyor.
Üçüncü olarak İtalya. Orada ise kahve artık bir kültür, bir yaşam biçimi. Nasıl sabah kalkınca ellerinizi ,yüzünüzü yıkarsınız, orada da her sabah espresso içmeden güne başlanmıyor.
Sizin vazgeçemediğiniz içecek, demleme yöntemi ya da vazgeçemediğiniz kahve çekirdeği var mı?
Benim vazgeçemediğim içecek filtre kahve. Çünkü saf, temiz ve demlenme süresi fazla olduğu içinde kafein oranı daha yüksek. Kahve çekirdeği olarak Etiyopya kochere diyebiliriz. Aslında Etiyopya kahve çekirdeklerinin her biri farklı güzellikte.
Alkol ve kahve uyumunu dengede tutmak için özel bir formülünüz var mı? İkisinin uyumu nasıl orantılı yapılabilir?
Kahvenin alkolle uyumu için kahvenin ve alkolün karakteristik özelliklerine bakarak birbiriyle karıştırmalı. Ona göre uygun uyumlu kahve seçilmesi daha uygun olacaktır.
Türklerin kahve zevkleri neler?
Türklerin kahve zevkleri olarak kadınlar daha çok espresso bazlı sütlü kahveleri seçiyorlar ama süt tercihleri genelde laktossuz, soya, badem sütü olarak değişiyor. Erkekler ise sert espresso bazlı içeceklerden Black amerikano, espresso içmeyi tercih ediyorlar.
Farklı kahve lezzetleri deniyorsunuz. Bunları bulma süreciniz, insanlara denetme süreciniz, ne kadar sürüyor ve bu süreçler nasıl ilerliyor?
Farklı kahve çeşitlerini araştırırken en önce kahveyle uyumuna bakıyorum ve bunları test ettirme aşamasında mutfak şefleriyle çalışmak benim için daha uygun oluyor. Süre olarak bir ay kadar sürüyor. Mutfak şeflerinin damak tatları daha gelişmiş oluyor ve her zaman bir yenilik içinde olduklarından damak tatları her geçen gün gelişiyor.
Çoğu insanlar kendi damak zevklerinden vazgeçemeyip içtikleri kahveleri de değiştirmiyorlar. Bunları kırmanın önemi nedir sizce? Denemeyi sevemeyen bir insana yeni karışımlarınızı nasıl sevdirmeyi gerçekleştiriyorsunuz?
Damak zevki her insana göre değişiklik gösteriyor ama Türkiye’de bu durum biraz daha ön yargılı. Yani bir kahveyi beğenmiyorsa beğenmiyorum, sevmedim, acı geldi diyebiliyor ama kahve konusunda bilgisi az olduğu için onun öyle olduğunu bilmiyor. Bu konuda bilgilendirdikten sonra daha ılımlı yaklaşıp kendisi benimsiyor. Her defasında kahvenin nasıl olduğunu anlatmak benim için bir görev oldu ve bu şekilde hareket ediyorum.
Şu ana kadar sizin için en fazla önemi olan ödülünüz nedir? Bize o ödülü alana kadar geçen süreci anlatabilir misiniz?
2019 yılında aldığım cup tasting (kahve tadımı) ödülü oldu. Bu ödülü almak için 6 ay kahveler tatmak için her gün başka kafelerde kahveler denedim damak tadımı daha da öne taşımak için evde kendime bir kahve deposu oluşturdum diyebilirim.
Türklerin kahve kültürünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türklerin Kahve kültürünü bilenler için iyi konumda ancak bilmeyenler de bilgi verildiğinde bilgiyi dinlemek veya okumak yerine bilgiyi veren kişiyi küçük görüyorlar. Sonuçta kahve deyip geçiyorlar en önce bunu kırmamız lazım.
İlk yorum yapan olun