Çok uluslu strateji danışmanlık şirketi EY-Parthenon ve Türkiye Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Federasyonu (TAMPF) iş birliğiyle gerçekleştirilen Perakende Sektörü Araştırması’nın sonuçları açıklandı. Türkiye’de sektörün önde gelen şirketlerinin üst düzey yöneticileri ile yapılan anketler sonucu oluşturulan araştırma; sektörün Covid-19 salgını öncesi performansı ve salgının ciroya etkileri, normalleşme ve ciro beklentileri, gelecek öngörüleri, sektörü bekleyen riskler ve bu risklere karşı alınması gereken aksiyonları mercek altına alıyor. Araştırmaya katılan şirketlerin faaliyet gösterdikleri ana sektörler; restoran (yeme-içme), AVM, gıda-dışı perakende ve gıda perakendesi/market sektörlerinden oluşuyor. Yatırım yılı 2020’de cirolar sert düştü Araştırma sonuçlarına göre; 2020 yılı Türkiye perakende sektörü için iyi bir sene olacağının işaretlerini veriyordu ve sektörün yaklaşık %81’i salgından önce 2020 yılı başında enflasyon oranında ya da üzerinde büyüme gösteriyordu. Araştırmaya katılan yöneticilerin yaklaşık %70’i şirketlerinin 2020 yılına yeni mağaza açarak veya yeni operasyonlara başlayarak girdiklerini belirtiyor. Ancak salgın etkilerinin görülmeye başladığı Mart ve Nisan ayları için yöneticilerin %84’ü şirketlerinde ciro düşüşü yaşandığını ve cirolarının ortalama %77 düştüğünü ifade ediyor. Sektörün ortalama %30 daralması bekleniyor Perakende sektörü yöneticilerinin %16’sı karantina önlemlerinin ortadan kalkmasının yılın son çeyrek dönemine veya daha ilerisine kalabileceğini öngörüyor. Bununla birlikte yöneticilerin %75’i tüketici davranışlarında normalleşmenin salgının sona ermesinin ardından en az 3 ay sonra gerçekleşebileceğini düşünüyor. Araştırma sonuçları; gıda perakendecileri haricinde tüm perakendecilerin sektörün 2020 içerisinde daralacağını beklediklerini ortaya koyuyor. Yöneticiler tüm yıl için sektördeki daralmanın ortalama %30 seviyesinde gerçekleşeceğini tahmin ederken, sektörde istihdamdaki daralmanın %17 ile sınırlı kalacağını öngörüyor. Hane halkı harcama kapasitelerindeki düşüş sektör için en büyük riskler arasında Perakende sektörü yöneticileri; talep ve tüketici davranışlarındaki değişimi, finansman ve likidite sıkıntılarını ve tedarik zinciri-lojistik sorunlarını gelecek 6-12 aylık dönemde sektör için yüksek risk barındıran alanların başında görüyor.Araştırmaya katılan yöneticilerin %90’ı sektörü bekleyen en büyük riskler arasında makro gelişmeler sebebiyle işsizlik ve gelir kayıplarının oluşması ve hanelerin harcama kapasitelerinin düşmesinin öne çıktığını ifade ediyor. Yöneticilerin %80’inden fazlası, turizm talebindeki düşüklüğün ve AVM’lerin eski performansını yakalayamamasının da perakende sektörü için en önemli riskler arasında yer aldığını belirtiyor. Bununla birlikte talep ve tüketici davranışlarına ilişkin toparlanma hızının düşük olması yöneticilerin yaklaşık %70’i tarafından kısa-orta vadede risk olarak görülüyor. Modern fiziksel perakendeden uzaklaşılmayacak Araştırma sonuçları perakende sektörü yöneticilerinin pandeminin etkisiyle tüketici davranışlarında en çok konum ve kanala yönelik tercihlerdeki değişimlerin kalıcı olacağını öngördüklerini ortaya koyuyor. Yöneticilerin %90’ı dijitale kayışın kalıcı olacağını, yaklaşık %70’i ise mağaza ve AVM’lerdeki hijyen talebinin uzun vadede de devam edeceğini ifade ediyor.Yöneticilerin %50’si ise toplu ortamlarda bulunma korkusu ve ev dışı tüketimdeki düşüşün kalıcı olacağını düşünüyor. Buna karşın, araştırmaya katılan yöneticilerin hiçbiri modern fiziksel perakendeden uzaklaşılacağını öngörmüyor ve yine büyük çoğunluğu da evde daha fazla zaman geçirmenin kalıcı olmayacağını belirtiyor. Yükselen üç trend: Deneyim kaynaklı talep, sağlık bilinci ve yerellik Türkiye Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Alp Önder Özpamukçu konu ile ilgili olarak, “Ülkemizde Mart ayından itibaren etkisini hissettiren COVID-19 salgınından en çok etkilenen sektörlerden birisi şüphesiz ki perakende sektörü oldu. İnsanların evlerinden dışarı çıkmaması ve zorunlu olmayan alışverişlerini ertelemeleri sebebiyle, başta fiziksel kanallar olmak üzere tüm perakende sektörü zorlu bir süreçten ve dönüşümden geçiyor. COVID-19 krizinin tüketici davranışları üzerinde uzun vadeli bir etkisi de olacaktır ve perakendeciler iş modelleri ve ürünlerini buna göre yeniden gözden geçirmek durumunda kalacak, dijitalleşme tüm perakendeciler için kaçınılmaz hale gelecektir. Önümüzdeki dönemde ‘deneyim’ kaynaklı talep, sağlık konusunda artan bilinç ve yerelliğin öneminin tüketiciler arasında yükselen üç trend olarak ön plana çıkmasını bekliyoruz” değerlendirmesini yaptı. Online kanallar ve müşteri deneyimi alanlarında yapısal dönüşüm bekleniyor EY Türkiye Strateji ve Kurumsal Finansman Bölüm Başkanı Özge Gürsoy Büyükavşar şu değerlendirmeyi yaptı: “Perakende sektörü, COVID-19’dan en çok etkilenen sektörlerden biri konumunda ve gelecekte tekrar ivme kazanabilmek için yapısal dönüşümler yaşaması muhtemel görünüyor. Perakendeciler salgın sürecinde devletin sağladığı desteklerden, özellikle vergi ertelemeleri ve çalışanlarla ilgili ödemeler için aktif biçimde yararlandılar. Bununla birlikte perakendecilerin en çok talep ettiği destekler ise kira ve fatura destekleri ile esnek çalışma yasal düzenlemesinin yapılması oldu. Bundan sonrası için sektörde yaşanan kısa vadeli operasyonel ve finansal sıkıntıları online kanallar ve müşteri deneyimi yönünde yaşanacak yapısal bir dönüşümün takip edeceğini öngörüyoruz. Sektör genelinde nakit akışı güçlü olan, dijital kanalı salgın öncesinde de iyi kullanan ve sermayesi güçlü olan şirketlerin bu süreçten en az hasarla çıkacaklarını öngörüyoruz” Likidite sıkıntıları ve yüksek borçluluk sektörü zorluyor Sektör yöneticilerinin sırasıyla %87’si ve %84’ü tarafından öngörülen likidite sıkıntıları ve yüksek borçluluk, sektörü bekleyen en büyük riskler arasında yer alıyor. Araştırma sonuçları; sektör genelinde nakit akışlarını yönetebilmek için en çok tercih edilen yöntemlerin ödemeleri ertelemek ve finansman konusunda bankalara başvurmak olduğuna işaret ediyor. Gıda perakendecilerinin ise sektör genelinden farklılaşarak, nakit yönetimi için ürünlerde indirim, farklı ürünler ve kanallar deneme yöntemlerini tercih ettiği görülüyor. Yöneticiler, sektörü bekleyen riskler arasında üçüncü sırada tedarik zinciri ve lojistik ile ilgili sorunlarını dile getiriyor. |
İlk yorum yapan olun