Arnica Yönetim Kurulu Başkanı Senur Akın Biçer
2020, koronavirüs pandemisinin uzaktan duyulan sesleri ile başladı. Yılın son çeyreğinde ise pandemi etkilerini sürdürüyor. Daha ilk günlerde pandemiye yaklaşımınız hakkında bilgi verir misiniz?
Koronavirüs pandemisi henüz ülkemizde tam olarak gündem olmamışken dahi biz Çin’den gelen haberlere kulak kesilmiştik. Ticari ilişkilerimiz nedeniyle orada yaşanan durumu daha yakından takip ediyorduk. Daha ocak ayında yaptığımız çalışmalarda Çin’de yaşanan durum nedeniyle mart ayında üretim sıkıntısına girileceğini gördük. Şirkette çok hızlı değerlendirmeler yaparak üç aşamalı eylem planı oluşturduk. Önlemlerimizi “hemen, virüs Türkiye’de görüldüğünde ve bölgemizde tespit edildiğinde” başlıklarına göre düzenledik.
İthalat için yeni nakliye yolları bulduk. Çünkü uluslararası taşımacılıkta da ciddi sıkıntılar yaşanmaya başlamıştı. Bu nedenle üretim için gereken yedek parça ve komponentleri uçaklarla getirdik.
Fabrikada ne tür önlemler aldınız?
Salgın konusunda ilk haberler gelmeye başladığında dezenfektan, kolonya ve maske aldık. Maske çalışanlar için değil dışarıdan gelenler içindi. Zira pandeminin ilk günlerinde maske kullanımı sadece hasta olanlar ya da risk taşıyanlar için gerekli görülüyordu. Şubat ayından itibaren de fabrikaya girişte çalışanlarımızın ve ziyaretçilerimizin ateşini ölçmeye başladık. Ateşi olanları, solunum yolu sorunu yaşayanları fabrikaya almadık.
Mart ayının ortasında virüs ülkemizde görülünce yüz yüze toplantılarımızı sonlandırdık. Gelen kargoları binaya almayıp güvenli bölge oluşturduk. Fabrikamızı, servislerimizi, yemekhanemizi her gün dezenfekte etmeye başladık. Fabrikanın girişine dezenfektan etkili zemin kaplamaları yerleştirdik. Sosyal mesafe kavramı gündeme gelince fabrikada çalışma ortamımızda buna göre düzenledik.
Alınan tedbirler ve uygulamalar çalışanlar arasında nasıl bir yansıma buldu?
Biz bu süreçte önce kronik hastalığı olanları ve belli bir yaşın üzerindekileri evlerine gönderdik. İdari izinli saydık. Daha sonra evden çalışabilecek personelimiz de evine gitti. Bu çalışanlarımızda maaş kesintisi ya da ücretsiz izin gibi bir uygulama olmadı. Her fırsatta bizim için öncelikli olanın çalışan sağlığı olduğunu vurguladık. Toplum olarak zorlu bir süreçten geçerken bir de Arnica Ailesi’ni oluşturan çalışanlarımızın iş güvencesi konusunda kaygı hissetmesine fırsat vermedik.
Üretime ara verildi mi?
Sağlık Bakanlığı ile Bilim Kurulu’nun açıklamalarını yakından takip ettik, ediyoruz. Salgının başında, virüsün ilk baştaki yayılmasını önlemeye yönelik çağrıların ardından biz de mart ayının son haftası ile nisan ayının ilk haftasında siparişlerimiz olduğu halde yayılmayı önlemeye katkımız olsun diyerek üretime ara verdik.
Normalleşme sürecine geçişiniz nasıl oldu?
Salgının görülmeye başladığı dönemden bu yana yani yeniden üretime başladığımız günlerden itibaren “maske, sosyal mesafe ve hijyen” kurallarına göre çalışıyoruz. “Hayat eve sığar” çağrılarının yapıldığı, çocuklara ve yaşlılara yönelik kısıtlamaların yaşandığı dönemde de biz çalışanlarımızın sağlığını düşünerek üretim sürecimizi planladık. Evde kalma kısıtlarının, seyahat yasaklarının sona ermesi ile başlayan ve “yeni normal” diye adlandırılan süreçte de tüm çalışma alanlarımızı, servislerimizi, yemekhanemizi bu kurallara göre düzenlemeyi sürdürdük. Siparişlerimizi üretebilmek için birkaç vardiya çalışarak aynı anda içeride bulunan çalışan sayısını azalttık.
Çalışanlarımızın fiziksel ve ruhsal sağlıklarını korumanın yanı sıra mevcut kaygıdan en az şekilde etkilenmelerine yardımcı olmak için sık sık onlarla sohbet fırsatları yarattık. Vardiya amirleriyle, şeflerle yakın temasta olarak çalışma koşullarındaki ihtiyaçlarını belirleyerek çözüm ürettik.
Peki, yılın bu son çeyreğinde sizin için değişen neler var?
Aslında aldığımız önlemlerde bir değişiklik yok. Aynı titizlikle devam ediyoruz. Çalışanlarımız her iki saatte bir molaya çıkıyor, maskelerini düzenli olarak değiştiriyor, dezenfeksiyon koşullarına uyuyor. Elbette pandemi öncesi yaşama, üretim süreçlerine büyük bir özlem çekiyoruz.
Siz, Ar-Ge’ye yaptığınız yatırım ve tüketicinin ihtiyaç duyduğu ürünleri Arnica kalitesi ve garantisiyle hızla pazara sunma kabiliyetinizle de dikkat çekiyorsunuz. Tüketicilere sürpriz ürünleriniz var mı?
Size üç ürünümüzden bahsetmek isterim. İlki, çalışmalarına pandemiden önce başladığımız Türk kahvesi makinesi. Özellikle evde kaldığımız süreçte sıcak içecek hazırlayan makine satışlarında bir artış olduğunu da gözlemledik. Türk kahvesi makinemizde son testlerimizi yapıyoruz. Önümüzdeki günlerde bu ürünü de tüketicimizle buluşturacağız.
Verebileceğiniz bir tarih var mı?
Son yıllarda ülkemizde de alışveriş gündemi haline gelen Black Friday, (Kara Cuma anlamına gelmesine karşın ülkemizde efsane Cuma olarak kullanılıyor) bu ürünümüzü yetiştirmek istediğimiz bir tarih. Bu yıl 27 Kasım tarihine denk gelse de öncesi ve sonrasında da devam eden indirimlerle tüketicileri cezbeden Black Friday’de biz de çeşitli indirim oranları ve sürprizlerle yer alacağız. Sadece Türk kahvesi makinesi açısından değil tüm ürünlerimizle özellikle de süpürge grubumuzla hazırlandığımız bir dönem olacak Black Friday. Ancak burada özellikle dikkat çekmek istediğim bir konu var; nakliye ve kargo süreci. Bu konuda aksayan hizmetler sadece kargo sektörünü değil tüm üretim sektörünü de olumsuz etkiliyor. Kargo sürecinde yaşanan sıkıntıların önlenmesi için çözüm bulunması gerektiğini düşünüyorum.
Çalışmalarını sürdürdüğünüz birkaç üründen bahsetmiştiniz. Diğerleri hakkında da bilgi verir misiniz?
Ar-Ge ekibimizle üzerinde durduğumuz ikinci ürün, şarjlı süpürgeler. Batarya sisteminde meydana gelen yenilikler sayesinde daha uzun süre ve tam çekiş gücü ile çalışan şarjlı süpürgeleri üretmek mümkün hale geldi. Bu ürünümüz de şu an deneme aşamasında ve 2021’de tüketicimize sunmayı hedefliyoruz.
Elektrikli süpürge ürün gamında kendine yer açacak diğer hazırlığımız da robot süpürgeler. Özellikle pandemi sürecinde bir yandan evde kalıp çalışırken diğer yandan temizlik yapmak zorunda kalanların imdadına yetişen bu robot süpürgeler önümüzdeki günlerde Arnica markasıyla da pazarda olacak. Süpürge alanındaki deneyimimizi ve gücümüzü bu yeni ürünlerde de ortaya koyacağız.
Üretim sürecimize, sektörümüzde yaşananlara dair birçok şey eklemek mümkün elbette. Ancak üzerine konuşmak gerektiğini düşündüğüm bir noktaya temas etmek istiyorum. Pandemi sürecinin bir an önce sona ermesi sanırım hepimizin ortak dileği. Bu süreçten dersler çıkarmamız gerekiyor… Covid-19’un bize aynı zamanda dayanışmanın, birlikteliğin gücünü ve önemini yeniden hatırlattığını düşünüyorum. Bu nedenle sevgiye, dayanışmaya, birlikte üretmeye ve kazanmaya daha çok değer verdiğimiz bir döneme girilmesini diliyorum; elbette hepimizin sağlıkla, sevdikleriyle birlikte olmasını. Bu söyleşi fırsatı için de teşekkür ederim.
İlk yorum yapan olun