2021 yılı sonu itibarı ile yıllık satışlarınızı, pandemi sebebi ile tüketiciler nezdinde ortaya çıkan talep artışlarını ve kur artışı ile doğan fiyat istikrarsızlığını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ana hatlarıyla pandemi süreci yüz yüze görüşmelerin zorlaşması, seyahatlerin kısıtlanması, evde ve ofiste geçen zamanın artması, toplantı ve görüşme zamanlarının azaltılması, etkinliklerin sorgulanması sebebiyle tüketici davranışlarını ciddi şekilde değiştirmiştir. Şöyle bir örnekle açıklamak gerekirse, şu anda bir alışveriş merkezine girdiğiniz zaman AVM yönetimi tarafından yapılan anonsta, gruplar halinde dolaşılmaması ve en fazla 3 saat içinde müşterilerinin alışverişlerinin yapılmasını tavsiye edilebiliyor. Hatırlayınız, pandemi öncesinde AVM içerisinde geçen sürenin fazla olması için AVM yönetimi elinden geleni yapıyordu. Hatta AVM mimarisinin merdiven yönlendirmeleri dahi sizi içeride daha çok dolaştırarak ihtiyaçlarınız haricinde bir talep yaratmaya ve içeride daha fazla zaman geçirmenizi sağlamaya yönelikti. Şu anda yaşadığımız alışveriş deneyimleri bu ana hedefin tam zıttı bir durum yaratmaktadır. Elbette bu tip yönlendirmelerin yapıldığı bir ortamda alışveriş alışkanlıklarının değişmesi kaçınılmazdır. Bunun sonucunda artık tüketiciler alışveriş yapacakları zaman daha çok hedefe odaklı, daha planlı, daha bilgili ve bilinçli olarak alışveriş yapmaya gitmeyi tercih ediyor. Bu sebeple eski dönemlere kıyasla tüketiciler gerek yurt içinden gerekse yurt dışından online siteleri ve yorumları inceleyerek alışveriş yapmaya başladı. Tabii ki bu durum marka olarak bizlerin online kanallarda tüketicilerle veya iş ortaklarımızla iletişimde olacağımız zaman, gerek ürün özellikleri hakkında, gerekse içeriklerin hazırlanması konusunda daha objektif, daha güvenilir bilgi vermemiz gerekliliğini ortaya çıkartıyor. Biz bugüne kadar hep en doğru ve gerçek bilgiyi vermeye odaklandık. Ancak bazı markaların gereken hassasiyeti göstermediklerini de görüyoruz. Pandemiyle birlikte tüketiciler ister istemez vakit geçirdiği ortamdaki yaşam kalitesini arttırmak için özellikle dayanıklı tüketim, ev aletleri ve ofis malzemelerine yönelmeye başladı. Tabii ki bu durum da talebin artmasına neden oldu. Ancak talepteki bu artış ana üretim yerlerinden olan özellikle Uzakdoğu ve Hava temizleme sektörü Türkiye pazarında 2022 yılında büyük fırsatlar sunacak Çin’den yapılan ithalatlarda, talebin istenen zamanda karşılanamamasına ve dolayısıyla tedarik zincirinde aksamalara neden oldu. Buna göre ithalatçılar “ne bulursak avantajdır” mantığıyla siparişler verdi. Tüm bunlara ilave olarak arka planda döviz kurundaki dalgalanmalar, markaların ithalat zamanına bağlı olarak yaptıkları ileri zamanlı kur tahminleri ve oluşan ekstra maliyetler, tavsiye edilen perakende fiyatlarında da dalgalanmalar olmasına neden oldu. Biz, Blueair ürünlerimizle Türkiye’de 2021 yılından itibaren raflarda yerimizi aldık. Bu süreçte çalışma arkadaşlarımızla ve Blueair global ekibimizle birlikte haftalık olarak sürekli durum değerlendirmesi yaparak bu durumdan minimum etkilenmeye çalıştık ve bunu da büyük oranda başardık. Özellikle talebin yüksek olduğu dönemde, uzun tedarik süreçlerindeki dezavantajları ortadan kaldırmak amacıyla Avrupa depomuzdan ürünleri tedarik ettik ve bu sayede oluşabilecek olumsuzlukları minimuma indirdik. Bu noktada Unilever ailesinin bir markası olan Blueair’in gerek finansal gerekse lojistik anlamda global ölçekte büyük bir oyuncu olmasının avantajını net bir biçimde yakalıyoruz. Türkiye pazarı için ürünlerimizin çok yeni olmasına rağmen özellikle 2021 yılı dördüncü çeyrekteki satışlarımızdan oldukça memnunuz. Ancak bu noktada en önemli konu bize direkt veya dolaylı olarak gelen geri bildirimlerde ürünlerimizden tüketicilerin son derece memnun olmasıdır. Açıkçası bu bizim işimizi yaparken daha fazla özveriyle çalışmamızı ve işimize daha fazla odaklanmamızı sağlıyor. Sonuçta biz bir yandan markamızı temsil edip “Temiz hava herkesin hakkı” mantığıyla daha fazla son kullanıcıya hava temizleme cihazlarımızı ulaştırmaya çalışırken diğer taraftan ürünlerimizle tüketicilerin sağlıklı yaşamlarına destek olmaya çalışan bir firmayız. Aslında bu bizim için en büyük motivasyonu oluşturuyor.
2022 yılında sizleri bekleyen fırsat ve tehditler nelerdir? Yeni yıldan genel olarak beklentileriniz nelerdir?
2021 yılı özellikle tüketici alışkanlıklarının belirginleştiği bir yıl oldu demiştik. Hem Türkiye’de hem de Dünya’da tüm dinamikler buna göre hızla değişiyor. Samimi olmak gerekirse, bu kadar belirsizliğin olduğu bir dönemde kesin bir öngörü yapmak oldukça zor. Ancak genel anlamda kronolojik olarak bakarsak değişim dönemleri her zaman fırsatları içinde barındırmıştır. Örneğin tarihte yaşanan sanayi devrimindeki fırsatlar buna güzel bir örnektir. Şahsen içinde olduğumuz bu dönemin de sanayi devriminden sonraki en büyük değişim dönemi olduğunu ve bunun etkilerinin de her alanda devam edeceğini düşünüyorum. Yanlış anlaşılmaması için belirtmekte fayda var, ben önümüzdeki döneme oldukça pozitif bakıyorum. Bu dönemde faaliyetlerinize ara vermeden ve ana hedeflerinizden ayrılmadan ilerlemenin fırsatlar yaratacağını düşünenlerdenim. Pandemi döneminin biraz daha devam edecek olması öngörüsüyle, tedarik zincirinde yaşanan sıkıntıların ve buna bağlı fiyatlardaki istikrarsızlığın, 2022 yılında da devam edeceğini öngörüyoruz. Hava temizleme sektörü Türkiye pazarı için oldukça yeni. Bu nedenle 2022 yılı doğru marka, doğru planlama ve doğru iş modelleriyle bu alanda büyük fırsatlar sunacak. Bu noktada önümüzdeki yılın belirttiğim kriterlere uygun olan Blueair markamızla birlikte bizim için de fırsatlarla dolu olacağını düşünüyorum. Öte yandan 2022 yılında konusunda deneyimli iş ortaklarımızla, etkin iş modelleriyle, etik ve doğru bilgilendirme yaparak tüketicileri yönlendirmek bizim ana hedeflerimizden birisi olacak.
İlk yorum yapan olun