Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD), düzenlediği basın toplantısında sektörün 2023’ün ilk 6 ayında aldığı sonuçları değerlendirdi. İthalatçı ve üretici firmalardan oluşan yerli ve uluslararası üye şirketleriyle (Arçelik, BSH, Dyson, Electrolux, Haier Europe, Miele, SEB, Silverline ve Vestel) Türkiye’de beyaz eşya ve küçük ev aletleri sektörünün %90’ını temsil eden TÜRKBESD’in paylaştığı bilgilere göre; 2023’ün ilk yarısında 6 ana üründe yurt içi satışlar geçen yılın aynı dönemine göre %18 arttı. TÜRKBESD’e üye firmaların ihracatları ise bu dönemde %13 oranında düşüş gösterdi.
TÜRKBESD Başkanı Gökhan Sığın, “33 milyon adetlik üretimimizle ve 26 milyon adetlik ihracat performansımızla Beyaz Eşya sektörü, sadece üretim ve satış ağı ile değil, temas halinde olduğu tüm diğer üretim ve hizmet sektörleri ile büyük bir ekosistem oluşturarak ekonomimizin büyümesinde itici güç konumundadır. 60 bin doğrudan, 600 bin dolaylı istihdamla ulusal ekonomimize katkı sağlamaya devam ediyoruz. 2023’ün ilk 6 ayı hem küresel ölçekte zorlu ekonomik etkileri hissettiğimiz hem de ülke olarak deprem felaketiyle sarsıldığımız bir dönem oldu. Tüm bu gelişmelerin üretim ve istihdam üzerine negatif etki etmesini iç satışlarımızda büyüme sağlayarak büyük ölçüde engelledik. Üretim seviyemizi %2’lik bir daralmayla geçtiğimiz yıl ile hemen hemen aynı seviyelerde tutmayı başardık.” sözleriyle sektörün üretim ve istihdam gücüne dikkat çekti.
Yılın ilk 6 ayında TÜRKBESD üyesi firmalarının ihracat ve yurt içi satışlardan oluşan toplam satışlarının %6 oranında gerilediğine dikkat çeken TÜRKBESD Başkanı Gökhan Sığın, sözlerine şöyle devam etti:
“Dış piyasalardaki daralmanın ihracatımız üzerindeki olumsuz etkileri sürüyor. Bu düşüşü Haziran sonuna kadar iç satışlar büyük oranda dengeledi. Üretim ve istihdam yapımızı bugüne dek bu sayede koruyabildik. Ancak iç piyasadaki bu olumlu seyrin devamı sektörümüz için oldukça önemli. Bu nedenle iç piyasada oluşan dinamizmi riske atabilecek; kredi kartı taksit sayılarının azaltılması, kredi faiz ve komisyonlarının artırılması veya vergi düzenlemelerinin gündeme alınması gibi gelişmelerin, üretim ve istihdam yapımızı zorlamasından endişe ediyoruz. Türkiye beyaz eşya sektörü pandemi dönemi dahil olmak üzere yaşanan tüm iç ve dış şoklarda istihdam ve üretim kapasitesine sahip çıkmış ve yeni yatırımlarla bu gücünü artırmaya gayret etmiştir. Üretim ve istihdamımızı olumsuz etkileyebilecek konjonktürel düzenlemeleri dikkatle izlemek durumundayız.”
Fatih Özkadı: AB ile uyumlu bir ETS (Emisyon Ticaret Sistemi) kurulması ve oluşan fonun özel sektörün yeşil dönüşümüne aktarılması kritiktir. .
TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı ise Ekim ayı itibariyle raporlama dönemi başlayacak AB sınırda karbon düzenlemesi kapsamdaki ürünlerin kullanıcısı bir endüstri olarak, uygulamanın tedarik operasyonlarını etkileme potansiyeli taşıdığını belirterek, süreci yakından takip ettiklerinin altını çizdi. Raporlama dönemi akabinde kapsamının genişletilmesi durumunda gündeme gelecek risklere dikkat çekerek “Ülkemizde AB ile uyumlu bir ETS (Emisyon Ticaret Sistemi) hayata geçirilmesi ve oluşan fonun özel sektörün yeşil dönüşümüne aktarılması kritiktir.” dedi.
Özkadı, konuşmasında demiryolu yatırımlarının ülkemiz açısından taşıdığı kritik öneme değinerek sözlerini şöyle sürdürdü: Ülkemizde üretim merkezlerinin ve organize sanayi bölgelerinin demiryollarıyla limanlara bağlanması ve modlar arası entegrasyon son derece kritik. AB’nin Net-Sıfır Sanayi inisiyatifini de dikkate aldığımızda tüm değer zinciri boyunca sürdürülebilirlik odaklı işbirlikleri giderek daha da önem kazanıyor. Hem ülkemizin coğrafi konumunu güçlendirmesi hem de küresel ısınma ile ilgili alınması gereken acil önlemler gereği demiryolu taşımacılığının geliştirmesi stratejik bir adım olacaktır.
Mehmet Yavuz: Yassı çelikte gümrük vergileri kaldırılmalıdır.
Beyaz eşya sektörünün maliyetlerinin önemli bir kısmını yassı çeliğin oluşturduğunu dile getiren TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yavuz küresel gelişmeler kaynaklı arz ve talep dengesizliklerinin yassı çelik ürünlerinde fiyat artışlarına neden olabildiğinin altını çizerek şunları söyledi: “Fiyat dalgalanmaları ve teslim sürelerindeki belirsizliğe karşı üretimde sürdürülebilirliğin sağlanması için beyaz eşya sektöründe faaliyet gösteren şirketlerimizin farklı kaynaklardan yüksek koruma oranları ile ithalat yapması gerekiyor. Bu durumun, yurt içinde enflasyon riskine neden olabildiğini ve uluslararası rekabetçiliğimiz için tehdit oluşturduğunu düşünüyoruz. İhracatın olumsuz seyrettiği bu dönemde yassı çelik özelindeki politikaların gözden geçirilerek temel girdilerden biri olan çelik üzerindeki gümrük vergilerinin kaldırılması gerektiğini vurgulamak isteriz. Ülkemizin güçlü demir-çelik sanayisinin sürdürülebilir rekabetçiliğini sektör olarak her zaman desteklemekle beraber, önümüzdeki dönemde sınırda karbon düzenlemesi gibi uygulamaların hayata geçirilecek olması nedeniyle, sektörde yeşil dönüşüme odaklanılmasını gerekli görüyoruz.”
Semir Kuseyri: AB ile tam uyumlu veri koruması altyapısının oluşturulması gerekir
TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Semir Kuseyri ise sektör için önemli bir gündem maddesi olan ikiz dönüşüme ilişkin değerlendirmelerde bulunarak dönüşüm sürecinde atılacak adımların hem yeni yatırımların çekilmesini sağlayacağını hem de maliyet avantajı sağlayarak ihracatta rekabetçiliği artıracağını belirtti. Kuseyri sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sektör olarak en büyük ihracat pazarımız olan Avrupa Birliği’ndeki ikiz dönüşüm kaynaklı mevzuat gelişmelerini yakinen takip ediyoruz. Ülkemizde bu mevzuatların uyumlaştırılması konularında ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile güçlü iş birlikteliği içindeyiz. Bu kapsamda, ülkemizde yapay zekâ, siber güvenlik, kişisel veriler ve ticari sırrın korunmasına yönelik mevzuatların AB ile tam uyumlu hale getirilmesini sektörümüz açısından son derece önemli görüyoruz. Bu konulardaki uyumlaştırmanın tam ve zamanında yapılamadığı durumda, ihracatımızın, AB’deki teknik gerekliliklerini karşılayamadığı gerekçesiyle kısıtlanabileceğini düşünüyoruz. Bu bakımdan sektörümüzün AB pazarında sahip olduğu rekabet avantajını kaybetmemesi için AB ile tam uyumlu veri koruması altyapısının oluşturulması gerekliliğini belirtmek istiyoruz.”
İlk yorum yapan olun