Dükkân ile öyle özdeşleşmiştim ki “Acaba ben şu perdenin arkasında mı doğdum” diye düşünürdüm çocukken

Atlas Ticaret- Muğla Fethiye - Arif Yanatma

Bize firmanızı ve kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

İsmim Arif Yanatma. Bu iş yerini babam Fetih Yanatma’dan devraldım. Onun kurduğu beyaz eşya perakendecilik işini sürdürmekteyim. Hatta bazen şöyle düşünüyorum: “Acaba ben şu perdenin arkasında mı doğdum?” Bu dükkanla o kadar özdeşleştim ki, inanamazsınız. Eskiden çocuklar babalarıyla birlikte çalışma hissiyatı ile doğarlardı. Benim için de öyle oldu ve babamın mesleğini devraldım.

O zaman birazda babanızdan bahseder misiniz?

Babam bu işe 1972 yılında başlamış; asıl mesleği radyo tamirciliğiymiş. Radyo tamirciliğinden sonra televizyon tamirciliğine geçmiş ve daha sonra beyaz eşya sektörüne adım atmış. Televizyon tamirciliği döneminde bir elektronik ürün satış geçmişi oluşmuş; yani radyo, televizyon ve müzik seti gibi ürünlerin satışına başlamış. Ardından ihtiyaca göre çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, buzdolabı gibi ürünlere yönelmiş ve bir anda mağaza haline dönüşmüş. Ben 1981 yılında doğdum. Hatırlıyorum, beş altı yaşlarında babamın yanına gidip gelirdim çünkü evimiz dükkanımıza çok yakındı. Bu şekilde babamla birlikte çalışmaya başlamış oldum. Bir süre sonra babam yoruldu ve bir rahatsızlık geçirdi. Ondan sonra hiç gelmemeye başladı. 2003 yılı civarında işi devraldım, yani 20 seneden fazla işimi tek başıma sürdürüyorum. İş hayatına çok erken yaşlarda başladım. Şimdiki çocuklar otuzlu yaşlara geldiklerinde hala bir meslek sahibi olamıyorlar. Hatırlıyorum, ben on, on iki yaşlarında, ehliyetim olmadığı halde uydu anten ve çanak antenleri arabanın arkasına koyup köy köy uydu anteni montajına gittiğimi biliyorum.

Eğitiminiz nedir?

Ticaret Lisesi mezunuyum, ancak daha sonra üniversiteye gitmeyi tercih etmedim. Çünkü okumak istemediğimi fark ettim. Bu nedenle üniversiteye devam etmedim. Ancak şimdi çocuğumun eğitimini önemsiyorum çünkü okul, bir etiket olsa da önemli bir rol oynuyor. Örneğin, oğlumun halası doktor oldu ve kendisi anestezi uzmanı. Ben de oğlumun onun gibi bir meslek sahibi olmasını isterim. Mesleğini yapmasa bile üniversiteyi bitirip kariyer sahibi olmasını çok arzularım. Günümüzde okumanın anlamı azalsa da insanın en azından bir üniversite diploması alması gerektiğine inanıyorum.

Mağazanızın özelliklerinden bahseder misiniz? Nasıl bir mağazanız var?

Perakendeci olarak müşterilerinize ne tür hizmetler veriyorsunuz? Bizim mağazamız karışık ürünler konseptinde faaliyet gösteriyor. Altus ve Hoover Arif Yanatma – Fethiye, MUĞLA Atlas Ticaret markalarının bayiliğini yapıyoruz. Daha önceleri Ariston bayiliğimiz de vardı ancak bu marka Türkiye’den çekilince, Hoover markasına ağırlık vermeye başladık ve onun satışını güçlendirmeye gayret ediyoruz. Kökenimiz eski beyaz eşya sektöründen geldiği için müşteriler bize itibar ediyor ve ne önerirsek onu tercih ediyorlar, bize güveniyorlar. Burada müşterilere tecrübemizi yansıtıyoruz. Geçmişten gelen müşteri portföyümüz olduğu için para pul ikinci planda kalıyor; işimizi güvene dayalı olarak yapıyoruz. Elbette ilk müşterilere kredi kartı veya nakit ile satış yapıyoruz, ancak müşteri uzun vadeli bir müşterimiz olduğunda veya eski bir müşterimiz tarafından ürün almak için getirilmişse, o müşteriye her türlü kolaylığı sağlıyoruz.

Neden tabelalı bir mağaza değilsiniz, tercih sebebiniz nedir?

Böyle bir tercih yapmamızın sebebini, şirketlerin dönemsel olarak bazen her seçeneğe uygun malının olmaması veya uygun ödeme koşullarına sahip olmaması olarak açıklayabiliriz. Dönemsel olarak Türkiye’de bulunan her türlü markayı satabiliyorum. Ayrıca, tek bir markanın bayisi olduğumda kâr marjımın düşük kaldığını düşünüyorum. Bir markada bulamadığım bir ürünü başka bir markada bulmak ve tecrübemden kaynaklı olarak boşlukları doldurarak müşteriye hizmet vermeyi tercih ediyorum.

Beyaz eşya sektörünün tecrübeli bir bayisi olarak geçmişten günümüze perakendeciliğin gelişimini değerlendirir misiniz?

Şu anda eskiye dönüş var; 80’li ve 90’lı yıllara geri dönüyoruz. Yani, senetli satışlar yapıyoruz. Kredi kartı komisyonları %20’ye yükseldi. Ben zaten %10 kâr marjı ile çalışıyorum; müşteriye bu %20 farkı yansıttığım zaman çok büyük bir tepki alırım. Müşterinin limiti olsa bile, bu farkı ödemek istemez. Dolayısıyla, senetli satış yaptığımız günlere geri dönüyoruz. Ticaretin akışı buraya yöneliyor; bizim suyu yönlendirme şansımız yok. Su yolu oraya aktığı için, biz de mecburen oraya doğru akıyoruz. Bu durum pek iç açıcı değil, ancak işte gerçekler böyle.

Markalarla çalışırken hangi özelliklere bakıyorsunuz, neleri cazip geliyor onlarla çalışırken?

Biraz önce de söylediğim gibi, boşlukları dolduruyorum. Müşteriye bilgimi aktardığım zaman, o malı satabileceğim ürünleri tercih ediyorum. Örneğin, benim elektronik markam Sunny ile neden çalışıyorum? Çünkü Sunny, kendine özgü yazılımları, güzel tasarımı ve uygun fiyatıyla dikkat çekiyor. Pahalı markaların özelliklerinden hiçbir şekilde aşağı kalır bir yanı yok; ayrıca garantisi ve servisi de mevcut. Müşteriye bunları anlattıktan sonra, fiyat kısmında diğer markalarla bir karşılaştırma yaptığında, ciddi bir fiyat farkı görünce müşteri tabii ki bu ürünü tercih ediyor. Eğer tecrübemle boşlukları doldurup markaya sadık kalır ve bu özellikleri müşteriye yansıtmazsam, müşteriye sadece “git bak” dersem, o mal satılmaz.

Sektörde yaşadığınız sıkıntılar var mı? Bu sorunlara karış çözüm önerileriniz nelerdir?

Bence sektörlerin en büyük problemi, fiyat belirsizliği, yani artık fiyatlar konusunda net bir bilgiye sahip değiliz. Dosya dosya evraklarımız var, bu da fiyat belirsizliği bizi zor durumda bırakıyor ve stokçuluğa yönlendiriyor. Bu nedenle, bütçe ayırmamız gerekiyor. Stok yapmazsanız, fiyatı yakalayamazsınız ve fiyat boşluğunu dolduramazsınız. Stok yapmanız gerekir ki müşteriye bir aylık sunabileceğiniz bir fiyatınız olsun. Eğer bu fiyatı müşteriye sunamazsanız, müşteri de başka yerlere yönelebilir. Temel problem burada ekonomik olarak fiyat belirsizliği. Ürünün fiyatı internette farklı, mağazada farklı, distribütör ve fabrikada farklı. Mesela bir ürün fabrikada pahalı, bende daha ucuz, internetten daha da ucuz. Aslında en ucuz malın fabrikada olması gerekmiyor mu? Ekonomik belirsizlik bizi çok zora sokuyor. Yani, karşımızdaki müşteriye bazen fiyat bile veremiyoruz.

Mesleğinizi çocuklarınıza ve başka girişimcilere tavsiye eder misiniz?

Çok güzel bir soru. Kendi çocuğuma tavsiye etmediğim için onu okuttum ve tekniker olarak yetiştirdim. Ancak şimdi, teknikerlerin çalıştığı özel hastanelerin verdiği aylık maaşlar, asgari ücretle kıyaslandığında KPSS sınavını kazanması gerekiyor ki daha iyi bir bütçe elde edebilsin. Para kazanmak istiyorlarsa, profesyonelce çalışırlarsa, beyaz eşya sektöründe yine başarılı olabilirler.

Böyle bir ortamda ticaret yapmak nasıl bir duygu? İşinizi severek mi yapıyorsunuz?

Eskiden beri bu işi yapıyor olmamız, başka bir iş yapma isteği yerine, daha çok mecburiyet hissi veriyor. Severek değil, mecburen bu işi yapıyoruz çünkü para kazanmamız gerekiyor. Beyaz eşya çok ağır ve zorlayıcı bir sektördür; özellikle taşıma işleri oldukça yoğundur. Buzdolabı gibi büyük ürünlerin depomuzda durması sorun olmazken, satış başladığı zaman bir maraton başlar. Servis kaydı, montaj kaydı, nakliye, müşteriye ulaştırma gibi birçok aşamada karşılaşılan sorunlarla uğraşmak zorunda kalırız. Ürünlerin kutusundan darbeli çıkması, çizikler, kırıklar, arızalar gibi birçok satış sonrası hizmet gerektiren durumlarla karşılaşırız. Ürünü satın alan müşteriye sadece ‘bay bay’ diyerek vedalaşmak mümkün değildir. Satış sonrası hizmet bizim için son derece önemlidir çünkü bir ürünü mükemmel bir şekilde satabilirsiniz, ancak servis hizmeti yetersiz olduğunda müşteri memnuniyetsizliğiyle karşılaşabilirsiniz. Örneğin, servis müşteriye montaj için gittiğinde, bula bula bunu mu aldın abi ya da müşteri bir şeyinden şikâyet eder, evet abi sen söyleseydin ben sana aldırtmazdım şunu aldırtırdım der. İşte o zaman her şey bitiyor.

Mesleğinizin keyifli yanları nedir?

İşimizin güzel taraflarından biri, insanlarla kurduğumuz ikili diyaloglar ve iletişimdir. İşinizi profesyonelce yaptığınızda, karşınızdaki kişinin size güven duymaya başladığını görmek sizi mutlu eder. Müşterinin ürünlerden ne kadar memnun olduğunu görmek, işimizin en güzel yanlarından biridir. Ancak tabii ki, her zaman olumlu durumlarla karşılaşmayabiliriz. Ancak müşteriyi memnun etmek, işimizin tek güzel yanıdır diyebiliriz.

İşinizde yenilenmek ve büyümek için neler yapıyorsunuz? Ne tür çabalarınız var?

Perakende sektöründe büyümek ve güncel kalmak için işini profesyonelce yapman gereklidir. Sürekli kendini geliştirmek ve yeniliklere açık olmak önemlidir. Turizm sektöründe olduğu gibi, her sezon öncesi değişiklik yaparak işini modernize etmeye çalışmalısın. Örneğin, mağazanın dış dekorasyonunu veya iç mekanını değiştirerek müşterilere yeni bir deneyim sunabilirsin. Farklılaşmak ve öne çıkmak için çeşitli – MAYIS 2024 17 yöntemler denemelisin. Örneğin, şube açarak genişleme yapabilir, mağazanın üst katını farklı bir konseptle dekore edebilir veya özel bir sinema sistemiyle televizyon odası oluşturabilirsin. Müşterilerin mağazaya girdiğinde benzersiz bir atmosfer hissetmelerini sağlamalısın. Kendi işimde de bu tür fikirleri uygulamaya çalışıyorum. Perakendecilikte başarılı olmak için profesyonel düşünmeli ve tüketiciye farklılığınızı hissettirmelisin. Beyaz eşya perakendeciliğinin sürdürülebilir bir hal alması için önerileriniz var mı? Satış sonrası hizmetler gerçekten çok kritik. Müşteri, aldığı ürünü paketli bir şekilde evine getiriyor ve genellikle ürünün montajı ve kurulumu konusunda yardıma ihtiyaç duyuyor. Bu noktada servis ekiplerinin deneyimli ve yetenekli olması çok önemlidir. Onlar, müşteriye ürünün özellikleri hakkında detaylı bilgi verebilir ve kurulum sürecini sorunsuz bir şekilde tamamlayabilirler. Servis ekibinin, müşteriyle iletişim kurabilme yeteneği ve ürün hakkında derinlemesine bilgi sahibi olması, markanın itibarını artırabilir ve müşteri memnuniyetini sağlayabilir. İnternet satışlarının beyaz eşya sektöründe tercih edilmemesinin nedenlerinden biri de bu servis hizmetlerinin sağlanmasıdır. İyi bir satış sonrası hizmet, müşterinin tekrar size gelmesini sağlayabilir ve markanızın değerini artırabilir.

Hedefleriniz nedir?

Hedefim sadece para odaklı değil, yaşım henüz genç ama yine de ben temiz ve düzenli bir şekilde bu işi sonlandırabilirsem ve oğluma teslim edebilirsem çok mutlu olurum. Ben insanların mutluluğunla mutlu olan bir insanım. Satışlarımla karşı tarafı ne kadar mutlu edebilirsem o kadar mutlu oluyorum.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*