Tüketicilerin mağazamıza elinde telefonlarıyla gelip, alacağı malın barkoduna bakarak “Bu ürün sizde ne kadar?” diye sormasından çok yorulduk

Ertan Nasay / Galeri Yankı - İZMİR

Kendinizden ve firmanızın tarihçesinden bahseder misiniz?

Ege Üniversitesi Tekstil Bölümü’nden mezun olduktan hemen sonra ilk ticaret hayatıma 1998 yılında atıldım. 2001 yılında Galeri Yankı Ltd. Şti. adıyla ilk şirketimi kurdum. Kaset, parfüm, gözlük ve saat satarak işlerimi büyüttüm. “Fanatik Galeri Yankı Müşterileri” oluşturma arzum ve %100 müşteri memnuniyeti, bizi hatırı sayılır bir müşteri portföyüne ulaştırdı. Beyaz eşya, mobilya, küçük ev aletleri, elektronik ve perde gibi sektörleri de işimizin içine dahil ederek ürün yelpazemizi genişlettik. Yıllar içerisinde Beko, Hotpoint, Samsung, Regal, Altus ve Bambi Yatak bayilikleri yaptık. Allah bereket versin, çok güzel cirolar ve karlılıklar çıkardık. Yatırımlar yapıp, çevremizdeki sosyal sorumluluk projesine katkıda bulunduk. Birçok farklı markayı ve çeşidi, aynı çok katlı mağazada gösterebilmek, bizi rakiplerimizden bir adım öne çıkardı. Müşterilerimizin tüm ihtiyaçlarını, mağazamızdan çıkarmadan karşılayabilir duruma geldik. Sektörel bazda banka kart vade ve komisyon oranlarının en uygun olanlarını kullandırdık. Kredi kartı kullanmak istemeyen müşterilerimize, elden taksitle ödeme fırsatları yarattık.

Beyaz eşya perakendeciliği haricinde herhangi bir işiniz var mı?

2001 yılında Abim Erkan Nasay ile Berlin, Almanya’da eğitim işine de girdik. Türkiye’den Almanya’ya göç etmiş eğitimli Türk gençlerini topluma kazandırabilmek sloganıyla entegrasyon kursları açtık. Ülkeden çeşitli mücbir sebeple Almanya’ya gitmiş vatandaşlarımıza iş ve oturma izini alma konularında destek verdik. Almanya’daki sosyal kurumlardan destek alıp onlara para ödettirmeden binlerce T.C. vatandaşımıza iş ve meslek edindirdik. Bunun manevi hazzını hiçbir şeyle ölçemiyoruz.

İzmir Ticaret Odası 26.Meslek Komitesi Başkanı olarak sektörün sorunları nelerdir bahsedebilir misiniz?

İnternet ve büyük zincir marketlerin hayatımıza girmesiyle şartlar değişti, cirolarımız ve karlılığımız günden güne eridi. Giderlerimiz arttı. Günümüz koşullarında birçok münhasır bayi meslektaşım rekabet edemez duruma gelip mağazalarını kapatma kararı aldılar. Buna karşılık internete giren oyuncular da büyük market zincirleri de aynı şekilde çok büyüdüler. Ciroları ve sayıları günden güne arttı. Son dönemde, piyasa koşullarının da bozulmasıyla kredi kartı taksit oranları azaldı. Komisyon oranları yükseldi. Krediye ulaşmak zorlaştı. Kota baskısıyla büyük stok yükünden ödeme sıkıntısı çeken bayilerin, mallarını elden çıkarma telaşı başladı. Faturasız ürünler, Barter (değişim) sistemiyle el değiştirilen ürünler, vadeyle alınan ürünler hep internet aracılığıyla satılır hale geldi. Buna paralel zincir marketlerin de girmediği hiçbir sektör kalmadı. Tekstilden ayakkabıcısına, elektronikten küçük ev aletlerine, züccaciyeden kırtasiyeye birçok esnaf bu durumdan negatif etkilendi. İnternet satışlarının artması, parası olan herkesin iştahını kabarttı. Sektörle hiç alakası olmayan insanlar istedikleri malı alıp satar hale geldiler. Oysa “herkes kendi işini yapsın” sloganıyla fatura ve yetki belgesi istenmesi zorunluluğuyla ilgili görüşmeleri çoktan yapmış ve uygulamaya sokturmuştuk. Yetkisi olmayan ayakkabı satıcısının beyaz eşya, müteahhittin de klima satmasını istemedik.

Bayilik sisteminin sürdürülebilir olması ve bahsettiğiniz sorunlara karşı çözüm önerileriniz nelerdir?

Biz 26. Meslek Komitesi olarak sesimizi duyurmak adına diğer illerin meslek komiteleriyle, ticaret odası aracılığıyla bir araya gelerek basın açıklaması yaptık. Perakendecilik Kanunu’nda yer alan 400 m2 altındaki semt mağazaları Nace kodu dışında ürün satamaz ibaresinin altını çizerek Ticaret Odası, Odalar Birliği ve Bayiler Kurulu yönetimine yazılı olarak bildirdik. Bizler mağazamıza elinde telefonla gelip alacağı malın barkodundan bakarak “Bu ürün sizde ne kadar?” sorusundan çok yorulduk. Sektör temsilcisi olmayan, parası olup ara sokakta tutulan bir depoda devrilmiş malları satanla, mağaza yatırımı yapmış, istihdam yaratmış esnafların maliyetleri asla bir tutulmamalıydı. Bu işe yıllarını vermiş eski güvenilir semt esnafları mağazalarını haksız rekabet sebebiyle kapatmak zorunda kaldı. İnternet satışlarındaki haksız rekabeti önlemek için alıcı ve satıcıdan %5 vergi alınması teklifi getirdik. Şunu belirtmek isterim ki amacımız internet satıcılarının önüne kesmek değil, haksız rekabeti önlemek. Perakende mağazalar içinde sürdürülebilir bir standart sağlayabilmek, alıcının, satıcının bayi kodları ve faturalarıyla denetlenebildiği bir sistem yaratabilmektir. Sonuçta bizim de internet sitemiz var. Ana bayisinden kendi Nace kodumuzu uygun ürünleri faturalı alıp, toptancının da onayından sonra, herkesin satıp para kazanabileceği rakamlarla tüketiciye sunuyoruz. Birçok kurumsal distribütör “montaj destek adıyla” bayilerini korumak adına destek primleri vermeye başladılar. Navlun maliyetlerini düşürecek taşıma ve montaj destekleri de olumlu bir adım. Rekabet açısından fayda sağlayacağını düşünüyorum.

Sektöre mesajınız nelerdir?

Yüz yüze satıştan daha güçlü hiçbir şey tanımıyorum. Dokunarak, görerek, deneyimleyerek satın almak mükemmel bir duygu. Sürdürülebilir bir bayilik için distribütör firmalar, bayilerini kollasınlar. Onların iş yüklerini azaltsınlar. İnternette agresif satış yapan bayilerini gözden geçirsinler. Kota dolacak diye, bayileri ödeme zorluğunu sokacak satışlardan kaçınsınlar. Reklam bütçelerini genişletsinler. Marka kadar bayiliğin önemini de ön plana taşısınlar. Bankalarla en iyi komisyon anlaşmaları yapsınlar. Bayilerini rekabette bir tık öne çıkarsınlar. 25 yıldır sektörümüzde çok sert fırtınalar gördüm. İnişler çıkışlar hep odu. Zaman geçtikçe yenilenmek ve çağa ayak uydurmak zorundayız. Mağazamıza gelip alışveriş yapan amca ve teyzeler gün geçtikçe azalacak. Bizler yeni nesil Z kuşağı gençlerin nasıl ilgisini çekeriz onu planlamamız gerekiyor. Teknolojiye yakın durmak ve işimize hızlıca uyarlamak zorundayız. Mesleki sorunları tabii ki konuşup tartışacağız. Ancak şikâyet etmek ve karamsar olmak yerine çözüm yolları üretmeye çalışmak en çıkar yol.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*