Çeyrek Asırlık Hazineler– 1999’un En İyi 7 Filmi

7. Galaxy Quest – Dean Parisot (ABD)

İlhamını Star Trek (Uzay Yolu) dizisinden alan, geniş ve çok iyi bir oyuncu kadrosuna sahip dört dörtlük parodi.

Uzayda tesadüfen sinyalini yakalayıp seyrettikleri TV dizisini gerçek sanıp, gezegenlerinin işgalcilerine karşı çok da akıllı olmayan aktör kahramanlarımızdan yardım isteyen sempatik uzaylıların eğlenceli hikâyesi.

6. Green Mile – Frank Darabont (ABD)

Stephen King’in korkutmayan doğa üstü romanlarından biri olan Yeşil Yol’u onun favori yönetmenlerinden, IMDb’ye göre dünyanın en sevilen filmi “The Shawshank Redemption”ın da yönetmeni olan Frank Darabont yönetmiş.

Sırf siyahi olduğu için haksız yere idama mahkum edilmiş doğaüstü bir insanın fantastik öyküsünü izlerken üç saatin nasıl geçtiğini hiç anlamıyorsunuz.

5. Dogma– Kevin Smith (ABD)

Çizgi roman yazarı, senarist, yönetmen Kevin Smith’ten organize dinin absürtlüğü üzerine yapılmış çok komik, çok sağlam bir film.

Başpiskoposu ünlü ateist komedyen, benim de favori stand up sanatçım George Carlin’e oynatmak; tanrıyı kadın yapmak gibi hin buluşlara sahip film, katolik dininin safsatalarına, mitlerine uzak insanlara bile kendini keyifle seyrettiriyor.

4. Sixth Sense – M. Night Shyamalan (ABD)

Hint asıllı ABD’li yönetmenin tüm dünyayı şaşırtan, sinema tarihinin en meşhur, en çarpıcı “twist”lerinden birine sahip filmi çok iyi oynamış üç oyuncunun omuzlarında hak ettiği yere geliyor.

Çıktığı günden bu yana sayısız popüler kültür eserine referans olmuş bir modern zaman klasiği.

3. Princess Mononoke – Hayao Miyazaki (Japonya)

Anime sinemasının dünyadaki en büyük ustası Miyazaki’nin başyapıtlarından.

Güçlü bir çevreci mesajı dozunda bir şiddet içeren canlı bir anlatımla veren tüm zamanların en iyi anime filmlerinden biri. Japon mitlerinin perdede sanatsal ve eşsiz bir tasviri.

2. Matrix – A.& L. Wachowski (ABD)

Sonradan sırayla cinsiyet değiştirme ameliyatı geçirip kız kardeşler olan Wachowski Biraderlerin yeni bir yüzyılın eşiğinde çığır açıcı filmi.

Keşke devamı gelmeseydi dedirten (hele ki kadın olduktan sonra çektikleri korkunç kötü son film) bir bilim kurgu başyapıtı. Felsefi açılımlarının yanı sıra çok başarılı bir aksiyon filmi.

1. Fight Club– David Fincher (ABD)

Milenyuma bir kala anarşist bir çığlık, dövüş kulübündeki yumruklar gibi sarsan bir film.

Chuck Palaniuk’un eserinden sinemaya uyarlanan film, sürpriz finali ile kelimenin tam anlamıyla bomba gibi bir kapanış (ve belki de başlangıç) manifestosuna sahip.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*