En İyi Kahve Filmleri

1.Starbucks Unfiltered (Fransa – 2018)

Fransız yapımı film, sadece çeyrek asır içinde değil sektörünün, dünyanın en büyük işletmelerinden biri haline gelen “Starbucks” namlı buzdağının altındaki karanlık yüzü anlatıyor bize. Anlattığı ve karşısında durduğu kapitalist dev yüzünden bulunması çok zor bir film ama bardağın içine değil de dışındaki logoya dökülen paraların hangi kirli çarklardan süzülüp filtrelendiğini anlatan bu “filtresiz” belgeseli kaçırmayın.

2. Coffee Town (ABD – 2013)

Will, günlerini bedava wi-fi avantajından yararlanmak için ofis gibi kullandığı bir kahve zinciri şubesinde geçiren başarısız bir web tasarımcısıdır. Biri polis, biri ofis elemanı (kendi gibi pek başarılı olamamış) iki arkadaşı ile her gün bu kafede takılır. Kalbini bir türlü açamadığı güzeller güzeli Becca da buraya sık sık uğrar. Kahve zincirinin şubeyi bir bistroya çevirme planını duyunca, merkezdekilerin vazgeçmesi için orayı soyma planı yapar kafadarlar. Sıkılmadan vakit geçirten sıcak ve komik performanslarla bezeli bir kahve/cafe filmi.

3. Breakfast At Tiffany’s (ABD – 1961)

Hollywood efsanesi Audrey Hepburn’ün başrolünde olduğu bir romantik komedi klasiği. Aslında film, zekası ile romantik komedinin klişe kalıplarının dışına çıkmayı başarıyor. Film, Tiffany’s mücevher mağazasının vitrini önünde, kahvesini içerek kahvaltı eden unutulmaz Holly Golightly karakteri ile açılır. A. Hepburn, çok zor bir işi başarıp, hem eksantrik hem de naif olmak gibi iki çelişkili ruh yapısını bize filmde vermeyi başarıyor. Tam bir 60 lı yıllar filmi.

4. Cafe Express (İtalya – 1980)

İtalyan kahvesi sıcaklığında bir İtalyan kahve filmi. Milan – Napoli treninde yetkisiz bir şekilde işporta tarzı kahve satarak geçinen küçük adamın büyük otorite ile yılmadan verdiği mücadele. Hasta oğluna bakmak için işgüzar ve aptal polislerle ve görevlilerle oynamak zorunda kaldığı köşe kapmaca evlere seza. Başarılı bir komedi.

5. A Coffee In Berlin – Berlin’nde Bir Kahve (Almanya – 2012)

Üniversite terk bir “kaybeden” Berlin sokaklarında ve kafelerinde hedefsiz hayatına bir anlam bulmaya çalışarak gezinir bir gün boyunca. Alman sinemasından gelen bu siyah beyaz film, trajedi ile melankoli arasındaki ince çizgide başarıyla geziniyor. Hatta zaman zaman gülümseten anlar da yakalıyor kahve yudumları arasında. Anlamsız hissetmek hakkında siyah beyaz ama yeterince renkli bir kara komedi.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*