Türk Kahvesi aslında çok güçlü bir marka. Ancak biz markanın gücünü yeni idrak ettiğimizi düşünüyoruz

Safranbolu Kahve Müzesi’nin kuruluşundan ve faaliyetlerinden kısaca bahseder misiniz?

Safranbolu Kahve Müzesi 2019 yılında Unesco Dünya Miras Listesinde yer alan dünya da şehir bazında korunan nadir kentlerden biri olan Safranbolu da kurulmuştur. Türkiye de ilk olan Safranbolu Kahve Müzesi Dünyada Türk adıyla tanınan Türk Kahvesi ve Kültürünün geçmişten günümüze kadar uzanan yolculuğunu, geçmişte kullanılmış kahve ekipmanlarının sergilendiği özel bir müze olarak faaliyet göstermektedir. 2019 yılında ilk olarak 150 yıllık bir konak altında açılmış, 2021 yılında 400 yıllık bir geçmişe sahip Cincihan Kervansarayında faaliyetini sürdürmektedir. Müzemizi ziyarete gelen misafirlerimiz ilk olarak Türk Kahvesi kültürüne ait koleksiyonumuzu rehber eşliğinde gezdikten sonra Kahvehane bölümümüzde Anadolu’nun farklı dönemlerinde yapılmış Türk Kahvesi çeşitlerini deneme imkanına sahip. Anadolu insanın gastronomi alanında geçmişe ait çok önemli yiyecek ve içecek kültürü kahvede de kendini göstermiş Ancak Kurtuluş savaşı ve sonrasında kahveye ulaşmak zor olduğu için bir dönem kahve tüketimi azalmıştır. Kahve Türk insanın vazgeçilmez içeceği olduğu dönemlerde kendi damak zevklerine uygun birçok Türk Kahvesi çeşidi de yapılmıştır. Müzemizde de bu kahveleri tekrar gün yüzüne çıkartarak gelen misafirlerimizin damak zevklerine uygun kahve deneyimlemelerini sağlıyoruz.

Türkiye’de kahve kültürü giderek yaygınlaşıyor. Türk Kahvesi’nin de dünyada markalaşma serüveni devam ediyor. Müzenin bu iki gelişime katkısı nasıl oluyor?

Dünyada petrol ile birlikte en fazla ticareti yapılan kahve dünya insanı tarafından çok tüketilen bir içecek haline gelmiştir. Türk Kahvesi de dünyanın ilk pişirme (demleme) yöntemi olarak kahvenin atası durumundadır aslında. Makineleşme sürecinin geç olması ve diğer kahve çeşitlerinin daha hızlı yaygınlaşması sebebiyle kahve pazarında çok düşük tüketim oranlarına sahipti. Son dönemde Makineleşme sürecinde Arzum ve Arçelik firmalarımızın Türk Kahvesi makinalarında yapmış olduğu çalışmalar, yeni açılan kahve kafeler kahveye olan ilginin Türkiye de de tekrar yükselmesini sağlamıştır. Safranbolu Kahve müzesi olarak bizde Kahvelerin atası olan Türk Kahvesi’ni hem çeşitlendirerek hem kültürel ve teknik olarak müzemize gelen yerli ve yabancı misafirlerimize aktararak katkı sunmaya çalışıyoruz. Şu ana kadar müzemizi ziyaret eden ziyaretçi sayımız 200 bini aşmış durumdadır ve her geçen gün artarak devam etmektedir.

Özellikle yabancı ziyaretçilerimizin ilgisi de bizi işimize konsantre olmamız konusunda motive etmektedir.

Müze ziyaretçileri burada nasıl bir deneyim elde ediyorlar? Müzeye özel çalışmalar, sergilenen ürünler vb. özelliklerden bahseder misiniz?

Ziyaretçilerimiz müzemizde kahvenin çekirdeklerden başlayıp kavrulma öğütme, pişime ve sunumunda kullanılmış tarihi ekipmanları görme şansına sahip. İlk kavurma aleti olan kavurma tavaları, ilk kavurma makinaları, kahve çekirdeklerinin soğutulması için kullanılmış soğudanlıkları, ilk öğütme aleti olan dibekleri, 1700’lerin sonlarında Türkler tarafından icat edilmiş el değirmenleri, Özel kişilere ait kahve fincanları ve cezveleri yerinde görebiliyorlar.

Müzenin yurt dışından ziyaretçileri oluyor mu?

Safranbolu, Türkiye’de kültür turizminin en önemli merkezlerinden biri olduğu için yabancı misafirimizde çok yoğun olarak müzemizi ziyaret ediyor. Uzak doğu, Asya, Avrupa, Amerika gibi birçok bölgeden ziyaretçimiz var.

Türk Kahvesi’nin marka değerinin artırılması için sizce neler yapılması gerekiyor?

Türk Kahvesi aslında çok güçlü bir marka. Ancak biz markanın gücünü yeni idrak ettiğimizi düşünüyoruz. Müzemize gelen yabancı ziyaretçilerimizin inanılmaz derecede ilgisi bize Türk Kahvesinin çok önemli bir içecek olduğunu gösteriyor Türk Kahvesi bir içeceğin ötesinde kendine ait kültürü olan sunum ritüeli olan bir kahve. Bu sebepten dolayı da UNESCO tarafından Türk Kahvesi ve Kültürü adıyla dünyada ilk içecek olarak somut olmayan kültürel miras listesine alınmıştır. Türk Kahvesini bazı kalıplardan çıkararak ve çeşitlendirerek tüketiminin artmasını sağlamalıyız. Türk Kahvesinin sunumu da aslı bir seremonidir. Yanında sunulan eşlikçileri (şerbet, lokum, tatlılar) bile tüketeni çok etkilemektedir. Günümüzde kafelerde Türk Kahvesini çok sıradan sunulmasına karşıyız. Türk Kahvesini diğerlerinde ayıran en büyük özellik sanat eseri fincanlar, yanında ikram edilen suyu, şerbeti lokumudur. Diğer kahveler gibi karton bardaklar da sunulmaz. Türk Kahvesi bir içeceğin ötesinde sosyal ve kültürel bir simgedir. Dost sohbetlerinin, önemli günlerin vazgeçilmez bir parçasıdır. Bu özel içeceği sadece şeklen değil kültürüyle ve manevi değerleriyle yansıtırsak zaten diğerlerinde çok çok öne çıkacaktır.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*