

1. Psycho – 1960
Sanat filmi seviyesinde bir korku filmi. Başrol aktrisini 40. Dakikada öldürecek kadar devrimci ve cesur bir başyapıt. Slasher ve belki de splatter filmlerinin öncüsü. Her türlü övgüye layık olan film, bir roman uyarlaması.
Çok uzun yıllar sonra Anthony Perkins ile sadece biri kötü olan üç de devam filmi çekildi (yine de neyse ki, görmedi bunları usta)

2. Rope – 1948
Tek bir odada geçen; cinayeti ve de katilleri daha ilk sahneden gördüğümüz, belki de hakkı en az teslim edilmiş filmi.
Alt ve üst metinleriyle çok başarılı bir senaryonun usta bir yönetimle birleşmesinden doğan bir klasik. Gerçek bir olaydan esinlenmiş.

3. Rear Window– 1954
James Stewart’in tekerlekli sandalyeden kalkmadan oyunculuk dersi verdiği mizah sosu unutulmamış ama yarattığı gerilimi de tıpkı kahramanımız gibi oturduğunuz koltuktan bile hissedeceğiniz bir film.
Geleceğin Monaco Prensesi Grace Kelly de 25 yaşının tüm güzelliği ile iyi bir oyun vermiş.

4. Vertigo – 1958
Hitchcock’un psikolojiye en çok yaslanan filmlerinden biri. Yönetmenin fetiş aktörü James Stewart’a tam bir Hitchcock sarışını Kim Novak eşlik ediyor. Sonu çok şaşırtıcı olmadığı halde, hipnotize edici bir film.

5. North By Northwest – Gizli Teşkilat – 1959
Üstadın macera türüne en çok göz kırptığı hareketli gerilimi.
Heyecanı ve temposu hiç düşmeyen enfes bir seyirlik. Cary Grant ve Eva Marie-Saint’e çok iyi bir “kötü adam” portresi çizen James Mason eşlik ediyor.

6. The Birds – 1963
Ustanın bir öncülüğü daha. Jaws’dan 12 yıl önce sinemada hayvan saldırısı filmleri çağını hem de hiç ummadığınız bir canlı türü ile başlatmış. Çok başarılı bir sonuçla.

7. Lifeboat – 1944
2. Dünya Savaşı’nın ortasında çekildiği halde, gerçek hayattaki baş düşman Alman subayına insancıl bir bakış getirebildiği için çok önemli, hakkı biraz yenmiş bir gerilim.
Hemen tamamı batan bir geminin kurtarma sandalında geçen film, ilgiyi ayakta tutmayı yine de başarıyor.

8. Rebecca – 1940
Daphne Du Maurier’in çok satan kitabından uyarlanan filmde, çok iyi oyuncuların yanı sıraauteur yönetmenimizin mahareti ile malikâne bile adeta rol kesiyor.
Kocasının eski eşinin hatırası altında bunalan yeni gelinin hissettiği gerilim sizi de sarıyor.

9. Strangers On A Train- 1951
Psikopatlık seviyesini bilmediği, trende tanıştığı bir adamla mahvına yol açacak bir cinayet anlaşmasına giren adamın gerilimli macerası.
Patricia Highsmith’in romanından uyarlanan filmin senaryosunda Raymond Chandler’ın da katkısı var. Daha ne olsun.
İlk yorum yapan olun