İşinizi sevin, sabırlı olun, tasarruflu olun, kazancınızı muhafaza edin

İbrahim Müftüoğlu / Müftüoğlu Kardeşler DTM - SAKARYA

İbrahim Müftüoğlu kimdir? 1970’li yıllardan itibaren Kırtasiyecilik ile başlayan ticaret hayatınızdan bugünlere kadar nasıl geldiniz, anlatır mısınız?

3 Mart 1948 yılında Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde dünyaya geldim. Eğitim hayatımı Adapazarı’nda tamamladım. Ticarete olan merakım küçük yaşlarda rahmetli babamın bakkal dükkânında çalışarak başladı ve ilgi duymamı sağladı. Daha sonrasında babamın iznini ve hayır dualarını alarak abilerimi de ikna ederek kırtasiye sektörüne girerek ticari hayatımıza başladık. 1972 yılında şehrimizde beyaz eşya ticareti yapan bir firmayı devir alarak iş kollarımıza dayanıklı tüketim mallarını da dahil ettik. 1983 yılında şehrimize o günün şartlarında 1. sınıf 52 yataklı bir otel kazandırarak iş kollarımıza otelciliği de ekledik. Yine aynı yıllarda ofis mobilyaları ve ofis malzemeleri satışını da bünyemize dâhil ettik. Bu organizasyonlarımız 17 Ağustos 1999 tarihi Marmara depremine kadar devam etti. Şehrimizin almış olduğu büyük hasar nispetinde bizde ağır yıkımlar yaşadık. Deprem sonrasında diğer işlerimizi bırakarak sadece Dayanıklı Tüketim Malları ve Elektronik Ürünler üzerine ağırlık vererek ben ve çocuklarım yeni rotamızı belirledik. Şu anda 2 mağazada toplam 3500 m2 teşhir alanı üzerinde bize güvenen 25 kıymetli çalışanımız ve 5000 m2 depolama alanı ile kıymetli hemşerilerimize hizmet etmekteyiz.

İbrahim Bey uzun bir ticari hayat geçmişiniz var bunun dışında sosyal tarafınızda bir hayli gelişmiş durumda, bize İbrahim Müftüoğlu’nun sosyal hayatından ve çalışmalarından söz eder misiniz.?

Ticari hayatımızı geliştirirken, yaşadığımız şehrin sıkıntılarını ve mutluluklarını ifade etmek için hem siyasetin hem de şehrimizin önemli STK’larında görev almaktan çekinmedim. Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Vekilliğini, Sakarya Spor Kulüp Başkalığını ve birçok STK’da çalışarak katkı vermeye gayret ettim.

Eminim ki ticaret hayatınızda birçok kriz dönemleri geçirdiniz genç meslektaşlarınıza böylesine çalkantılı ve kriz dönemlerde buradan neler tavsiye etmek istersiniz?

Tabi ki bu uzun ticari yaşantımız içerisinde çok önemli kırılmalar yaşadım. Darbeleri gördüm, savaş gördüm, ekonomik krizler gördüm, depremler gördüm, pandemi gördüm bu kadar olumsuzluk içerisinde tecrübe ettiğim, benden sonra gelen evlatlarıma ve torunlarıma ve kıymetli genç meslektaş kardeşlerimize tavsiye edeceğim şey; işinizi sevin, sabırlı olun, tasarruflu olun, kazancınızı muhafaza edin.

Perakendecilik işi sevmeden yapılacak bir iş değil, mesleğinizin zorlukları nelerdir?

Son zamanlarda “bayilik bitiyor” ve “biz bayiler yalnız kaldık” gibi düşünceler dolaşıyor sektörde. Gerçekten bayiler yalnız mı? Evet çok doğru söylüyorsunuz. Perakendecilik sevmeden yapılacak bir iş değildir. Mesleğimiz çok zor bir meslek çünkü işimizin içerisinde pazarlama, iletişim, finans, lojistik var ve dolayısıyla çok iyi organize olunması gerekiyor. Her işte belki hata yapma payı vardır ama bizim işimizin hata yapma gibi bir lüksü maalesef yoktur. Kıymetli meslektaşlarımın sohbetlerinde sizlerle paylaştığı düşüncelere kapılmaları yaşadıklarından dolayı haklı bir söylem olabilir. Gelişen ticaret teknikleri belki onları bu düşüncelere sevk ediyor olabilir. Örneğin, bana bundan 30 sene evvel oturduğun yerden buzdolabı alacaksın ve evine gelecek denilseydi inandırıcı gelmezdi ama bugün 10 yaşında bir çocuk ebeveyniyle beraber cep telefonundan bu işlemleri gerçekleştirerek evleri için buzdolabı seçerek alabiliyor. Ve neredeyse aynı gün evlerine kurulum hizmetiyle ürün sunulabiliyor. Ben hayatım boyunca sorunun bir parçası olmak için değil hep çözüm ve sonuç odaklı olmaya gayret ettim. Kendimi birazda benden sonra gelenlerin görüşlerine açmayı ve onların sonuca ulaşmasına yardımcı olmaya gayret ettim. “Bayiler yalnız mı kalıyor” sorunuza gelince şu şekilde cevap vermek isterim. Kesinlikle yalnız değilller çünkü 17 Ağustos 1999 depreminde en zor günümüzde bizler ve diğer bayi arkadaşlarımız, firma sahiplerinin ve firma yöneticilerinin bizler için tüm imkanlarını nasıl seferber ettiklerini gözlerimizle gördük.

Ticaret babanızdan size, sizden oğullarınıza ve şimdide torunlara geçen bir meslek olarak devam ediyor. Çocuklarınıza ve torunlarınıza ne tür nasihatler vermek istersiniz?

Çocuklarıma ve torunlarıma babamızın bizlerin emanet ettiği ismimize sahip çıkmaları müşteri memnuniyetini sağlayana kadar işlerini kontrol etmelerini müşterinin müşteri olmaktan ziyade dost edinmekle alakalı olduğunu unutmamalarını, sabırla işlerine sahip çıkmalarını ve çalıştıkları insanları temsil ettikleri noktalarda en üst seviyede onore etmelerini tavsiye ederim.

Bugüne kadar hedeflerinize ulaştınız mı? Hala hedefleriniz varsa bunlar nelerdir, öğrenebilir miyim?

Teşekkür ederim. Çok şükür bugüne kadar ulaşmak istediğim her şeye rabbimin izni dostlarımın güveni, çocuklarımın gayreti ve sevdiklerimin dualarıyla ulaştım. Benim bu saatten sonraki en büyük hedefim onların başarılarını görerek mutlu olmak ve tecrübelerimi bana soruldukça paylaşarak mutluluklarımızı çoğaltmaktır. Yıllardan beri birçok marka ve üretici firmalarla birlikte çalıştınız buradan onlara ve sektör paydaşlarına nasıl bir mesaj vermek istersiniz? Çalıştığımız firmaların sahiplerine ve yöneticilerine naçizane mesajım, alanda onların bayrağını taşıyan bayilerinin sorunlarını tüm samimiyetleri ile dinleyerek çözüm noktasında yardımcı olmalarıdır.

Şevval Müftüoğlu (İbrahim Müftüoğlu’nun torunu)

Kısaca kendinizi tanıtırmısınız? Dedenizden, babanızdan ve amcalarınızdan sonra üçüncü kuşak olarak ticarete ve bayilik işine devam ediyorsunuz? Bu işi severek mi yapıyorsunuz? Bu işi size göre sürdürülebilir mi? Siz çocuklarınıza bu işi önerir misiniz?

Öncelikle merhaba, ben İbrahim Müftüoğlu’nun en büyük torunu olan Şevval aynı zamanda üçüncü kuşak beyaz eşya perakendecisiyim. Eğitimimi başkent Üniversitesi İletişim fakültesinde tamamladım mesleğim ve eğitimim gereği birçok pazarlama sentezlerini bir arada bu işte gözlemleyebiliyorum o yüzden işimi çok seviyorum. Ailemden öğrendiğime göre bu iş sürdürülebilir bir iş ve her neslin koşulsuz ihtiyaç duyduğu bir pazarlama stratejisinin getirisi dolayısıyla ileride kardeşlerime ve çocuklarıma tabii ki önereceğim bir iş.

Yaptığınız işe ne tür farklar kattınız bundan sonra ne tür yenilikler yapmayı düşünüyorsunuz? Özellikle Kahveyi işinizi geliştirmede ve satış arttırmada verimli kullanabiliyor musunuz?

Yukarıda dedemin bahsettiği gibi son dönemlerde, günün ihtiyaçlarına göre yeni nesil satın alma eğilimleri oluştu, onların tecrübelerini benim yeni nesil satın alma alışkanlıklarımı birleştirerek yolumuza yeni bir vizyon katma arayışındayım. Bu yüzden onların tecrübeleri benim için çok önemli, ihtiyaçlar aynı kalıp ulaşım metotlarının değişmesi yeni öğrendiğimiz bir süreç bu da benim yolculuğumun mihenk taşını oluşturuyor. En büyük destekçim ailem olup, aile işini geliştiriyor olmak benim için çok önemli. Kahve konusuna gelirsek ilk başlarda getirdiğim yeniliklerle sanırım biraz garipsenmiştim. Fakat sürece benim kadar inanan ailemin olması ve bana yol açması beni yeni deneyimlerde korkusuzluğa teşvik etmişti. Yaratıcı fikirlerimiz için bizleri takipte kalabilirsiniz.

Eklemek istediğiniz bir konu varsa lütfen ekleyin.

Ben bu işi bir zeytin ağacına benzetiyorum “Dede ekermiş, baba bakarmış, torun yermiş” anlayışından ziyade torun şimdilerde zeytin yağı oluşturma eğiliminde diyebilirim. Kardeşlerime ve meslektaşlarıma şunu söylemeliyim ki dinamiği insan olan bu iş hiçbir zaman bitmeyecek, bu işi yapmak isteyen herkesin önü açık olsun.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*