‘’Evetler’’ ciroyu ‘’hayır’’ karlılığı arttırır

Günümüzde vadeli satış gerçekleştiren firmaların temel sorunlarından en önemlisi ödemenin gerçekleşmeme durumu. Bu durum onca uğraşın çöpe gitmesi olduğu kadar nakit akış döngüsünün de bozulmasına sebep oluyor. Çeşitli çözümlerden bahsetmek elbette mümkün. Gayrimenkul rehin, banka teminat mektubu, kefalet, işletme rehini gibi nispeten daha klasik enstrümanların yanında günümüzde alacak sigorta sistemi de kullanılmakta. Son on yılda kullanımında hız görülen alacak sigorta sistemine değinmekte fayda görüyorum.  Alınan her teminatın güçlü ve zayıf yönleri, operasyonel süreçleri ve maliyetleri mutlaka mevcut. Gayrimenkul rehininin davaya konu olması, banka teminatlarının süresi ve maliyetlerinin yönetilmesi gerektiği gibi alacak sigorta sürecinin de titizlikle yönetilmesi oldukça önemli.

Coface, Atradıus, Hermes gibi yurtdışı kaynaklı sigorta firmaları olduğu gibi Türk Eximbank ve Devlet destekli ticari alacak sigortası da sektörde yerini almış durumda.  Küçük, orta ve büyük işletme paketlerinin yanı sıra yurtdışı alacak sigortası hizmetinden yararlanmak da mümkün. Temel mantığı pek değişmemekle birlikte hizmeti sunan yapıların çeşitli farklı uygulamaları mevcut.  Basit anlatımla, öncelikle bir ya da birden fazla alacak sigortası hizmeti verenle anlaşma (poliçe) yapılıyor. Ardından vadeli satış yapmayı planladığınız müşterilerinizi paylaşıyorsunuz. Sigorta firması gerekli incelemeleri tamamlayıp her bir müşterileriniz için skorlama yapıyor ve yine her bir müşteriniz için sigorta kapsamına alacağı tutarı belirliyor. Örneğin A firmasına bir milyon TL güvence verdiyse siz belirli bir vadede 1 milyon TL’ye kadar güvence almış olursunuz. Elbette şartları var ve bu bakımdan sigorta poliçesine hâkim olmak ve yönetmek gerekiyor. Kurallı bir sistem olan bu işleyişin işletmelerin en büyük sorunlarından biri olan nakit akışı özelinde endirekt etkisi tartışılmaz. ‘’İşletmenin gücü müşterilerinin gücü kadardır’’ bunu akılda tutmakta ve buna uygun davranmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Bu bakımdan alacaklarımızı ne ölçüde teminat altına alırsak yani paranın geri dönüşünü güvenli hale getirirsek işletmenin sağlığını o derece korumuş oluruz. Cebimizde var olmayan paranın varlıklar/kaynaklar döngüsü içerisinde çok güçlü bir görünümü olmalı. Bu görünüm yoksa herhangi bir ters rüzgâr (ekonomik dalgalanma, politik riskler, doğal afetler vs) işletmemizi alabora edebilir.  Kısaca ve temel bilgiler verelim ve bu konunun önemini aklımızda tutarak devam edelim;

  • Açık hesap ve/veya çekli satışlar güvence altına alınır
  • 30 günden 360 güne kadar faturalı alacaklarınızı sigortalayabilirsiniz
  • Poliçe başlangıç tarihinden sonraki oluşan alacakları kapsar
  • Poliçeden sonra her bir müşteri için ayrıca sorgulama ücreti ödenir
  • Hasar sonrası güvence oranı %70 ile %90 arasında değişmektedir
  • Düzenlenen faturalarda vade bilgisinin yer alması gerekmektedir.
  • Faturaların vadelerinin azami ödeme süresinden daha uzun vadeli düzenlenmemelidir.
  • Sigorta şirketinin talep ettiği her türlü belgenin doğru ve eksiksiz olması gerekmektedir.

Satış döngüsünün tamamlanması paranın kasanıza girmesiyle gerçekleşir. Ciro bağımlısı firmaları ben genellikle ‘’obez’’ firmalar olarak tanımlıyorum.  Ciro ifadesi tek başına önemli bir anlam taşımaz demek mümkündür. Bu cironun;

  • Vadeli alacak oranı ve alacak ortalama vadesi
  • Stok alış vadesi /satış vadesi uyumu (negatif uyumsuzluk finansman maliyeti yaratır)
  • Alacakların güvence durumu (karşılıklar/güvenceler)
  • Faaliyet karlılığı ve vergi öncesi kar
  • Adetsel büyüme (enflasyonist ortamda parasal ciro büyümesi gerçekçi olmayabilir)

gibi detaylarına bakmak oldukça önemli. Sağlıklı ve sürdürülebilir büyüme birçok bakımdan hassasiyet gerektirir. Bu hassasiyeti prensip haline getirmek ve şirketimizin altın kurallarını kişiye ve gelip geçici durumlara göre değiştirmemekte fayda olacağı görüşündeyim.

Yazımı bitirmeden önce Türkiye’de barter sistemi ve hizmet veren kuruluşların reel ticaretin içerisinde etkisini arttırdığını gözlemliyorum.  Bu firmalar eski söylemle mal veya hizmet takasında aracılık görevini üstleniyorlar. Benim bildiklerim Türk Barter ve Garanti Barter. Görüşme fırsatım oldu ve çok ilginç işlere imza atıyorlar. Kötü/satışı zor durumdaki stoklar değerlendirebileceği gibi proje işler de konuşulabilir. İğneden ipliğe ürün takasını gerçekleştiriyorlar. Barter çekinizi alıp başka bir ürün hizmetten faydalanma imkânı sunuluyor. Örneğin modası geçmiş stoklarınızı verip karşılığında reklam hizmeti alabilirsiniz.  İşinize yaramayan bir ürünü işinize yarayabilecek ürün veya hizmetle değişim imkânı sunan bu yapıların ticaret hayatına faydalı ve önemli bir ara görev sunduğunu söylemek mümkün.

‘’Evetler’’ ciroyu ‘’hayır’’ karlılığı arttırır.

Hoşçakalın.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*