Krizlerden zarar görsek de en sonunda güçlenerek çıktık

Muzaffer Kurtuluş / Kurtuluş Elektronik - SAKARYA

Öncelikli olarak bize kendinizi ve firmanızı tanıtır mısınız?

1977 yılında Adapazarı ilçesinde dünyaya geldim. İlkokuldan üniversiteye kadar burada okudum. Sakarya Üniversitesi İktisat Bölümü mezunuyum. 1999 yılında ikinci nesil olarak bayrağı devraldım. O günden bugüne de devam ediyorum. Babam Kenan Ziya Kurtuluş 1978 yılında beyaz eşya ticaretine başlamış. 2000 yılında da emekli oldu. Daha önce farklı markalarda bayilikler vardı ancak 2003 yılından bu yana da sadece Beko ile devam ediyorum. Başka da herhangi bir bayilik çalışmam yok. Beko’nun konsept mağazasıyız. Mağazayı ilk devraldığımız dönemde 60 metrekare idi ve kiradaydık burada. Daha sonra 2006 yılında tavan alanını genişleterek toplam 401 metrekare kullanım alanına çıkardık. Şu anda da tamamen kendi mülkümüz. Beko ile yolumuza devam ediyoruz.

Kurulduğunuz günden bugüne neler yaşadınız?

İlk yılımız da çok tatsız bir olay olan depremi yaşadık. Ardından sonrasında 2021 yılında mortgage krizi derken birçok sıkıntı yaşadık. Bizim sektör açısından krizler sürekli fırsata döndü. Krizlerden zarar görsek de en sonunda güçlenerek çıktık. Beyaz eşya dışında hiçbir iş ve bayilik çalışmamız yok.

Mağazacılık ve perakendecilikle ilgili genel görüşleriniz nelerdir?

Şu ana kadarki süreçte bu sektör içerisinde olmaktan çok memnunuz. Bundan sonra da mağazacılık anlamında halen umudumuz var. İlerleyen yıllarda online satışlar bizleri etkileyecek. Şu anda da etkisi var ancak halen beyaz eşya havaleli bir ürün olduğu için görerek, dokunarak ve beğenerek satın alma isteği insanlarda çok fazla. İnternetten yapabilmek çok kolay değil. Mağaza olarak da sürekli gelişiyoruz.

Satış eğitimleri, ürün bilgisi vs eskiye oranla çok farklı. Neler değişti temel olarak?

Eskiden ürünler özelinde bilgimiz bu kadar fazla değildi. Tüketiciler de bu kadar bilgili sorular sormuyorlardı. Bu da bizi daha derin bilgiye sahip olmaya zorladı. Biz de halen dersimizi çalışarak hem ürünler hem de satış konusunda kendimizi geliştiriyoruz, güncelliyoruz. Bunun dışında tüm markalarda mağazalarda artık dolu. Her ürünleri bulabiliyorsunuz. Herkes bunları sergiliyor. Mağazalar daha temiz, satış temsilcileri daha bilgili, satışçıların davranışları da değişti.

Beko markası size ne ifade ediyor?

Daha önce 12 farklı markanın bayiliğini yapıyorduk. Ben Koç ailesinin vizyonunu beğendiğim için Beko markasını seçtim. Kurumsal firmalar arasından en kurumsalını tercih etmeye çalıştım. Vizyonları da çok ileri olduğu için Beko’yu tercih ettim. Beko benim her şeyim.

Yöneticilerle aranız nasıl?

Üst düzey yöneticilere çok rahat erişim imkânımız var ama çok kurumsal oldukları için çok kısa sürede işin yetkilisinden işi çözebiliyoruz. Ancak öte yandan üst düzey bir yönetici tarafından ulaşılır olmak çok gurur verici. Sürekli iletişim halindeler ve bize çok yakınlar. Bir isteğimiz olup olmadığını sürekli soruyorlar.

Bayilik sistemi sizce sürdürülebilir mi?

Önümüzdeki 20 yıl için bir sıkıntı görmüyorum ama en azından bir neslin daha gelmesi gerekiyor ve onun da nasıl olacağını görmemiz lazım. Ben babamdan aldığım işi çocuklarıma devretmek istiyorum. Ama burada sorumluluğu onların alması gerekiyor. Sorumluluk istemezlerse bir şey yapamayız. Zorla hiçbir işi yapamıyor. İstediği kadar bilgisi ve yetkisi olsun yapamıyor. Öncelikle herkesin mutlu olduğu için yapması lazım. Ben işimi çok severek yapıyorum. Çocuklarım da isterse devam etmelerini ben de isterim. Son dönemdeki ekonomik kırılganlıktan dolayı sorunlar olabiliyor. Kredi kartından kotalara vb.

Ortak dertlerimiz dediğiniz konular ve bunlar için çözüm önerileriniz nelerdir?

Bayi anlamında kota en büyük sıkıntımız. Satışların yüksek olduğu dönemde bunlar bir sıkıntı teşkil etmiyor ancak satışlar biraz düşünce bayiler maalesef fiyat rekabetine giriyor. Bu sefer gelirler düşüyor ama giderler düşmediği için kimi bayiler de zarar ediyor. Kotaların belirli kırılgan dönemlerde firmalar tarafından azaltılması gerekir. Kota kalkamaz, o zaman olması gereken işten daha da aşağıya düşer. Hedefi olmayan bir iş başarıya ulaşamaz. Kota çok olduğunda da zaman zaman bayilere eksi yazıyor. Bunun dışında insan kaynağı anlamında sıkıntılar olabiliyor. Satış temsilcileri ya da satış sonrası hizmetlerdeki kişileri bulmak da zorlanıyoruz. Teknisyen eksikliği de olabiliyor. Bu da ilerleyen yıllarda insan kaynakları alanında sıkıntılar olabilir. Bunun için meslek okullarının açılması gerekiyor. İş garantili olacak şekilde olmalı. Bu sadece beyaz eşyada değil genel perakendecilikte sıkıntı yaratabilir.

Beyaz eşya işi sizce karlı bir iş mi?

Çok karlı değil, ama kötü de değil. Ama her anlamda iyi bir yaşantımız var. Belki Ferrari’ye binemezsin ama evin, araban olur. Çok zengin olmazsın ama iyi yaşarsın. Herkesin yapabileceği bir iş değil.

İşin zorlu ve keyifli yanları nelerdir?

Öncelikle psikolojik olarak rahatız. Saniyelerle savaşmıyoruz. Gerektiğinde mola verebiliyoruz. Bir işimiz olduğu zaman rahatlıkla izin yapabiliyoruz. Mutlu ve keyifli çalışıyoruz ama zaman zaman keyifsiz anlar da olabiliyor. Müşteriler mutsuz olduğunda biz de mutsuz oluyoruz.

Özel hayatınızda neler yapıyorsunuz?

Amatör olarak uzun mesafe koşuların katılıyorum. Eskiden yüzme sporu ile de ilgileniyordum. Beyaz eşyada çok özel zaman olmuyor. Burada uzun çalışma saatlerimiz var. Biz de kısıtlı vakitlerde çok iş yapmaya gayret ediyoruz. Elimizden geldiğince hayatı mutlu yaşamaya çalışıyoruz.

Bu meslekte hedefiniz nedir?

Hiçbir zaman firmamıza kara bir leke gelmeden iyi bir temsiliyet yapmak.

Hangi ürünleri satmayı daha çok seviyorsunuz?

Buzdolabı satmayı daha çok seviyorum. En az arıza oranına sahip, teslimi rahat, kâr marjı yüksek bir ürün. O yüzden buzdolabı satınca daha mutlu oluyorum.

Kahve makinelerinin perakendeye etkisi artık biliniyor. Siz bu makineler satarken özel bir şey yapıyor musunuz?

Burada bir deneyimleme bölümümüz var kahve makineleri özelinde. Mağazada mutfağımız var. Müşteri istediği kahve ve çayı yapabiliyor ücretsiz olarak. Bu tüm mağazadaki satışlarımızı da olumlu etkiliyor. Biz müşteri terimini kabul etmiyoruz. Arkadaş, misafir gibi kavramları tercih ediyoruz. Çay yapıp bize ikram edenler bile oluyor. Mağazamızı daha dostane yapmayı hedefliyoruz.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*