Tüketicinin korunmasının tarihi                            

Avrupa Konseyince 24.07.1990 tarihlinde tüketici gerçek kişi olarak kabul edilmiş, ticari amaç gütmeden tüketim yapan kişiyi tüketici olarak tanımlamıştır. Sektörümüzde bu tanım, SON KULLANICI olarak kullanılmaktadır

tüketicinin korunması

İlk çağlarda ticaret üretmek, yaşamsal ihtiyaçları karşılamak, ürettiğiniz ürün veya hizmetlerin el değiştirilmesine yani takasa bağlıydı. Lidyalıların parayı (Sikke) bulmasıyla takas yöntemiyle yürütülen ticaret, yerini parayla alışverişe bırakmıştı.

Ticaretin Gelişmesi

Ticaret; paranın kullanılmasıyla daha da kolaylaştı, güçlendi ve uluslararası boyutta gelişti. Bu süreç zamanla rekabeti doğurdu. Ürün ve hizmet çeşitliliği kaliteyle birlikte arttı. Tekerleğin keşfiyle yeni pazarlar keşfedildi, ürün ve hizmet kaliteleri artarak ticaret, uluslararası düzeye ulaştı. Pazarların ardı ardına gelişmesi, Doğudan Batı’ya tüm dünyada ticaret yollarını da geliştirdi. Karayolu için “İpek Yolu” olarak tanımlanan hatlar, Denizdeyse “Baharat Yolu “olarak adlandırılmıştı. Tekerleğin icadı sonrası hayvan gücüyle yürütülen tüm ulaşım ve lojistik hizmetler, buharlı araçlara, katı yakıtlı ve sonrasında da petrolle çalışan araçları geliştirmişti. Bu süreç, barınma, konaklama, beslenme, giyim ve güvenlik gibi birçok sektörlerinin gelişmesine paralellik göstermiş, ticaret daha da çeşitli hale gelmişti.

Farklı coğrafyalarda üretilen ürünler, deniz aşırı pazarlarda da karşılık bulmuş, sanayi devrimini takip eden seri üretimlerle üretim kapasiteleri artmış, kırsaldan kente göç hareketini de beraberinde getirmişti. Rekabet, sadece fiyatta değil, kaliteyi, lojistiği, ambalajı, reklam tanıtım ve de hizmet çeşitliliğini sektörleştirmişti.

Arz talep ve rekabetin güçlenmesiyle ürün kalitesi, ambalaj, lojistik, reklam –tanıtım ve satış sonrasıgibi yepyeni pazarlama stratejileri doğdu. Ticarette uzmanlaşma, satış pazarlamadaki mesleki bilinci geliştirildi. Tüketicinin satın alma alışkanlıkları, ürün seçimi ve beğenisi yavaş yavaş değişime uğradı, global pazarlarda artan rekabetle pazarlamanın reklam ve tanıtımına dayalı tekniklerini geliştirmiş oldu. Kaliteli ve güvenli ürünler, satış sonrası hizmet güvencesiyle ticareti rekabete dayalı hale getirdi.

Tüketicinin korunması

Tüketicinin korunmasının tarihi, ilk insanlara ve ilk inanışlara kadar uzanır. Dinler ve ahlak öğretileri tüketicinin korunmasına, insan hakkı – kul hakkı nazariyesinden bakmış ve Eski Ahit’e kadar uzanan bu süreç, belli düzenlemeler ve cezai müeyyidelerle uygulanmıştır.

İnsanlığın ilk yazılı kanunları olarak bilinen Hammurabi Kanunlarında, Sümerlerde, Hititlerde ve eski Hint Kanun’larında tüketicilerin korunmasıyla ilgili düzenlemelere rastlanmaktadır. Yiyeceklerin korunması, ölçü ve tartıda dürüstlüğünün sağlanması gibi konularda da düzenlemeler yapılmıştır. Yine Selçuklu ve Osmanlı döneminde tüketicinin korunması kavramının kurumsallaşması ile ilgili önemli çalışmalar yapılmıştır.

Dünyada kabul edilen, ilk tüketiciyi koruma kanunu II. Beyazıt döneminde 1481-1512 tarihleri arasında hazırlanmış ve uygulanmıştır.

Cumhuriyet döneminde tüketicinin korunmasına yönelik yasal düzenlemeler

Türkiye’de 1930 yılında başlayan standardizasyon çalışmaları, 1936‘da “Standardizasyon Dairesi” ve 1954’de de “Türk Standartları Enstitüsü (TSE)” kurulmuştur. 1960 yılı itibariyle de TSE Kurumu bugünkü yapısına kavuşmuştur

Avrupa Konseyince 24.07.1990 tarihlinde tüketici gerçek kişi olarak kabul edilmiş, ticari amaç gütmeden tüketim yapan kişiyi tüketici olarak tanımlamıştır.Sektörümüzde bu tanım, SON KULLANICI olarak kullanılmaktadır.

Türkiye’de tüketicinin korunması ile ilgili çalışmaların dönüm noktası,

“Devletin, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirleri alması teşvik etmesi, Anayasal güvenceyle ve bir dizi yasalarla yönetilmesiyle başladı.Bu dönemde (1992 Şubat) İstanbul Ticaret Odası organizasyonuyla yapılan ilk çalıştaya (sektörün en büyük markalardan birinin temsilcisi olarak) katılmıştım.Kanun yapıcılarla; marka yönetimi, mesleki etik, garanti koşulları, hizmetin aksamadan sağlanması ve sürdürülebilmesine katkı sağlamış olduk.Daha sonraki süreçlerde, Doğanın korunmasına yönelik Bakanlık düzeyindeki çalıştaylara STK Yetkinliği ile birlikte katılmış,

  • ATIK ELEKTRİKLİ EV ALETLERİ (AEEE) ve
  • OZON TABAKASINI İNCELTEN MALZEMELER (OTİM) gibi konularda

çevrenin korunmasına yönelik katkılar sağlamaya çalıştık. Ürününün üretiminden, pazarlamasına, kurulumundan satış sonrasına kadar tüm süreçleri takip ederek sektörümüz için iyi sayılabilecek veriler elde ettik. Bakanlıkların ilgili birimleri, Üniversiteler, Meslek Odaları, Dernekler, Marka Yöneticileri, Satış Pazarlama departmanları ve Satış Sonrası Hizmet yöneticileriyle bütüncül anlamda aktif olarak çalışmalarımız devam etmektedir.

Sonuç olarak hemen hemen her sektöre dayalı ürün ve hizmetlerin disipline edilmesinde Ticaret Bakanlığına bağlı İl ve İlçe hakem heyetleri, tüketicilerin şikayetlerine çözüm aramakta, mağduriyetlerin çözümüne katkı sağlamaktadır.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*