Bu mesleğe nasıl ve ne zaman adım attınız?
Bugüne kadarki çalışma hayatınız nasıl ilerledi? Kısaca size tanıyabilir miyiz? Ben mühendis kökenli biriyim. Üniversiteden mezun olduktan sonra Aralık 2002’de Koç Grubu’na ait AKPA adlı perakende mağazasında satış bölümünde çalışmak üzere personel aranıyordu, bu fırsatı değerlendirdim ve kariyerime orada başladım. Altı yıl boyunca perakende mağazasında satış görevini üstlendim. Daha sonra Koç Grubu, perakende mağazacılıktan çekilmeye karar verdiğinde, biz de yeni bir yol arayışına girdik. O dönemde Beko bayisi olarak hizmet veren meslek büyüğümüz Özyeşil Ticaret- Kenan YEŞİL, işi bize devretmeyi teklif etti. Bu teklifi kabul ederek 2008 yılı Şubat ayında bu yeni maceraya başladık ve hala bu işi sürdürmekteyiz. Beko bayisi olmaktan son derece memnunum. Bayi olarak son on yılda, üst üste 7 yıl Türkiye’nin ilk 10 “ EN BAŞARILI BEKO BAYİSİ” arasında yer aldık. Bu, bizim için büyük bir başarı ve gurur kaynağı oldu.
Sizin için Beko ne anlam ifade ediyor?
Ben, Beko’yu ailem olarak görüyorum ve Beko markası çatısı altında olamaktan onur duyuyorum . Beko’ya son derece bağlıyız ve ticari hayatımız da başka hiçbir markayı düşünmedik. Aynı zamanda Antalya bölge yöneticimiz ve diğer değerli üst düzey yöneticilerimizle de çok iyi bir ilişkimiz var ve sürekli iletişim halindeyiz. Bir beyaz eşya mağazası olarak sektörel anlamda zaman zaman sorunlala karşılaşıyor musunuz? Bugüne kadar her krizden büyüyerek çıktık. Bizim açımızdan hiçbir sorun oluşmadı ve bugüne kadar hiçbir tereddüt yaşamadık. İşimizi doğru yapmaya ve markamızı en iyi şekilde temsil etmeye her zaman özen gösterdik.
Ekonomik olarak çok çalkantılı bir zamandan geçiyoruz. Bu dönem sizleri nasıl etkiliyor?
Pandemiden sonra enflasyonist bir ortam oluştu. İlk başta açıkçası biraz temkinli yaklaştık, ancak bu ortam sektörel olarak bize yaradı diyebiliriz. Alım talepleri biraz daha öne geldi. Tüm bu krizlere rağmen sektörümüz iyi bir performans gösterdi. Bu başarıda hem markanın hem de yönetimin büyük etkisi oldu. Ancak bundan sonrası için Haziran-Temmuz aylarına kadar bir durgunluk bekliyorum. Fiyat artışları artık alım gücü seviyesini zorlamaya başladı ve 2024 yazına kadar bir durgunluk yaşanabilir.
Perakendeciler açısından değerlendirdiğinizde nasıl bir değişim görüyorsunuz?
Başlangıçta, 50 metrekare girişi ve 50 metrekarelik asma katı olan küçük bir bayi olarak işe başladık. Teşhirde ürünler sınırlı olarak bulunmuyordu. Doğru müşteri ilişkileri kurarak bu eksiğimizi pozitif olarak geliştirdik, ancak mağazanın küçüklüğü bizi sınırlıyordu. Çatı şirketimizi BEKO markasının perakende dönüşümüyle birlikte mağazalarımız dönüşmeye ve büyümeye başladı. Bugün 3 mağazamız var. Bazıları 500 metrekareye kadar büyüdü.
Müşteri deneyimlemeleri ve mağaza büyüklüğümüz arttıkça satışlarımız da giderek artıyor. Siz kendinizi beyaz eşya sektöründe nasıl tanımlarsınız?
Burada müşterilerimizle aile gibi bir ilişkimiz var. Onlar bizi sadece bir beyaz eşya mağazası olarak değil, bir arkadaş gibi görüyorlar. Hem çay içmeye gelen hem de alışveriş yapmaya gelen müşterilerimiz bulunuyor. Perakendecilik yapmanın sunduğu avantajlar oldukça fazla. Müşterilerle birebir iletişim kurma şansımız olduğu için her türlü sorunları doğrudan gözlemleyip çözüm üretebiliyoruz. Bu da bize olumlu bir şekilde geri dönüyor.
Eklemek istediğiniz farklı bir konu var mıdır?
Antalya bölgesindeki genç beyaz eşya perakendecileri olarak bir dernek kurma amacımız bulunuyor. İş yoğunluğu nedeniyle organize olmakta zorlanıyoruz, ancak bu hedefi gerçekleştirmek istiyoruz. Birlikte olmak, ortak kararlar almak ve işbirliği yapmak önem taşıyor. Ayrıca sosyal çevremizi genişletmek ve diğer markalarla daha yakın ilişkiler kurmak istiyoruz. Belki de ortak projeler yoluyla işbirlikleri geliştirebiliriz. Antalya’da beyaz eşya perakendecilerini kapsayan Beyper adlı bir dernek mevcut, ancak bölgenizde aktif değilmiş. Biz, bölgede aktif bir dernek olarak faaliyet göstermeyi hedefliyoruz ve beyaz eşya perakendecilerini bir araya getirmek istiyoruz.
İlk yorum yapan olun