
Kısaca firmanızı, kuruluş hikayenizi ve sizi tanıyabilir miyiz?
Eşim Tarık Serkan Erdoğan, Siemens’te 20 yılı aşkın satış deneyimine sahipti. Satış Bölge Sorumlusu olarak görev yaptı ve birçok ödül kazandı. Başarılı bir başlangıç yaparak burayı da aynı başarıyla yönetti. Onun vefatından sonra bir anda kendimi burada buldum. Aslında işi bırakmıştım; çanta tasarımı yapıyordum. Benim de 20 yıllık iş deneyimim var. Turkcell, LG ve Aviva gibi büyük şirketlerde çalıştım. Satış öncesi ve sonrası süreçlerde müşterilerle doğrudan iletişim halindeydim. Sonrasında merakım sayesinde IT sektörüne adım attım ve satış ile ürün geliştirme alanlarında deneyim kazandım. Buraya çok hızlı girmek zorunda kalınca işleyişi, ürünleri ve sektörü hızla öğrenmem gerekti. Şimdi 4.yılımızı tamamladık ve 1 yıldır Murat Işın Bey ile beraber burayı yürütüyoruz.
Mağazanızın fiziksel özellikleri ve bölgedeki tüketici yapısından genel olarak bahseder misiniz?
Burası kullanıcı dostu bir tasarıma sahip; ürünleri daha rahat anlatıp, müşterilere inceletip deneyimletebiliyoruz. İçerenköy, oldukça çeşitli ve dinamik bir müşteri portföyüne sahip. Her gelir grubundan müşterilerimiz var ve İçerenköy’den Bostancı’ya kadar geniş bir bölgeye hitap ediyoruz.
Mesleğinizi seviyor musunuz? Siemens markası sizin için ne ifade ediyor?
Mesleğimi çok seviyorum. Siemens markası benim için kaliteyi ifade ediyor. Henüz bir yıldır buradayım ama müşterilerimiz zaten Siemens’i bilerek geliyor. Hatta bir müşterimiz, ürününün üzerindeki silinen logoyu bile geri istemişti. Bu marka, rengiyle, yazısıyla insanlara güven veriyor. Biz de bu güvenin üzerine inşa ediyoruz. Yöneticilerimiz ise adeta aileden biri gibi. Bu süreçte bana çok hızlı uyum sağladılar; gerçekten neye ihtiyacım olduysa anında destek verdiler. Zaten tanıdığım kişiler oldukları için hiç yabancılık çekmedim. İş ortaklığının ötesinde, bizi aile gibi hissettirdiler. Eşim hastayken de sigortasını kesmeden her şeye devam ettiler, her gün ilgilendiler. İşten çıkarmayı asla düşünmediler ve hep arkamızda durdular. Bu marka benim için gerçekten çok özel bir yerde.

Size göre bu sektörün genel sorunları nelerdir?
İnsanların alım gücü ciddi şekilde azaldı ve bu sıkıntılar devam edecek gibi görünüyor. Dünyada enflasyonist bir süreç yaşanıyor, ancak çok az ülke Türkiye kadar etkilendi. Bu da en büyük sorunlardan biri. Beyaz eşya bir ihtiyaç, lüks değil; insanlar almak zorunda. Ancak her geçen gün buna ulaşmak daha da zorlaşıyor. Bir diğer önemli konu ise internet satışları. Bu durum bizi ciddi şekilde etkiliyor. Eskiden spotçular vardı, bugün ise onların yerini internet mağazaları aldı. Markaların fiyat istikrarını koruması ve bu süreci kontrol etmesi gerekiyor. Spot piyasadaki ürünleri denetlemek zor olsa da bazı markalar bunu başarıyla yönetiyor. Biz mağazada en iyi fiyatı ve hizmeti sunsak bile müşteriler internette farklı fiyatlarla karşılaşınca kafaları karışıyor. Bu da bayilerin itibarını zedeliyor ve sektörü olumsuz etkiliyor. Markaların bu konuda daha dikkatli olması gerekiyor.
Size göre sektör iyi para kazandırıyor mu? Sürdürülebilir bir iş mi? Çocuklarınıza tavsiye eder misiniz? Genel olarak baktığımızda kârlılık iyi ve bu iş sürdürülebilir, ancak bunu Siemens gibi kurumsal markalarla yapmak gerekiyor. Eskiden Siemens ürünlerine fiyat açısından ulaşmak bu kadar kolay değildi, ancak küresel enflasyon, büyük markaların fiyatlarını dengeledi. Hatta geçmişte ulaşılması zor görülen bazı markalara karşı avantajlı konuma bile gelebiliyoruz. Eğer böyle güçlü bir markayı temsil ediyorsanız, iş sürdürülebilir. Ancak alt segment markalar için durum giderek zorlaşıyor. Fiyat uçurumu ortadan kalktıkça, belirli markalar piyasayı domine ediyor. Ürün bazında kârlılık yüksek olmasa da toplamda kârlıyız çünkü satış hacmimiz fazla. Müşteri buraya zaten satın alma niyetiyle geliyor, biz sadece son dokunuşu yapıyoruz. Ancak ürün başına kârlılık düşük olduğu için hata payı yok denecek kadar az. Yapılan en küçük yanlış bile zarara yol açabiliyor. Bu yüzden hatasız ve dikkatli çalışmak şart. Her işte olduğu gibi burada da doğru yönetim çok önemli. Benim yapacağım en küçük bir aksaklık, ekibin yaptığı işi de riske atabilir. Bu iş hata kaldırmıyor. Kızım 4-5 yaşından beri buraya “Burası benim!” diyerek geliyor. Şimdi 12 yaşında ve hâlâ büyük bir ilgiyle takip ediyor, sorular soruyor.
En çok satmaktan zevk aldığınız ürün hangisi? Bu sektördeki hedefiniz nedir?
Kurutma makinesini gerçekten seviyoruz; ivmesi beni çok etkiliyor. İhtiyaç önemli ama işin sürekliliği, reklamlar ve ağızdan ağıza yayılması derken artık çeyizlerde bile yerini aldı. Üstelik tasarımları hem estetik hem de çok başarılı. Bunun yanı sıra buzdolabı satışında da oldukça güçlü bir konumdayız. Beyaz eşya sektörü erkek egemen bir alan, bu yüzden sektör etkinliklerine katıldığımda büyük bir gurur duyuyorum. Hedefim, işletmemi daha geniş kitlelere ulaştırmak, kaliteli hizmet anlayışımı daha fazla kişiye sunmak ve sektördeki konumumu pekiştirmek. Bu sektörde Kadın girişimcilerin daha fazla yer alma gerekliliği algısını yaratmak da hedeflerimden biri.
Türkiye’deki iş kadınlarının en yaygın olarak karşılaştığı zorluklar nelerdir size göre?
Beyaz yakalı olarak çalıştığım dönemde toplumsal baskıları yakından deneyimledim. Beklentiler her zaman daha yüksek oluyor. Ben de mobbing tarzı durumlarla karşılaştım; aslında her kadının bir şekilde buna maruz kaldığını düşünüyorum. Genel olarak bunu “toplumsal baskı” olarak özetleyebilirim.
Beyaz eşya sektörü kadın bayi anlamında yeterli bir kapasiteye sahip mi? Neden kadın bayilerin sayısı artmalı?
Dokunduğumuz her yeri estetik olarak güzelleştiriyoruz. Bana göre kadın bayi sayısı hâlâ çok az. Gittiğim toplantılarda başka bir kadın görünce mutlu oluyorum, gurur duyuyorum ve hemen kaynaşıyorum. Kadınların sektörde daha fazla yer alması, inovatif yapının güçlenmesi açısından da büyük bir avantaj. Çünkü her yere farklı bir perspektif katıyoruz. Bu dükkâna giren 10 müşteriden 7’si kadın. Bana bir şey sorduklarında teknik olarak detayları anlatıyorum. Ancak burada başka bir kadın bayi olsaydı, onun deneyimlerini dinlemek isterdim. Erkek müşteriler ise genellikle “Eşime bir sorayım” diyerek kararlarını erteliyor. Kadın girişimcilerin sayısının çok daha fazla olması gerektiğine inanıyorum. Aslında inanılmaz keyifli bir iş!
Kadın girişimcilere erkeklere göre nasıl engeller çıkıyor?
Çok esnek saatlere sahip olmanız gerekiyor bu sektörde. Annem bana büyük destek oluyor; çünkü çoğu zaman saatlerce ve hafta sonları buradayım. Aslında eşimle sıkça dalga geçiyordum ama gerçekten böyle oluyormuş. Kafamda sürekli burada, mesai saatlerindeyim. Hem işin keyfini alıyor hem de odaklandığım için tam bir konsantrasyon istiyor. Bu sektör, yarım yamalak yapılacak bir iş değil. Kadın girişimciler bazen korkuyor olabilirler, çünkü herkes çok yoruluyor, ancak bu iş farklı. Mağazacılıkta esnek saatlere tamamen uyum sağlamanız gerekiyor. Finansmana ulaşmak da başka bir zorluk. Bankalar size kolayca kucak açmıyor; ticari geçmişinizi sorguluyorlar. Şanslı olduğum için almayı başardım, ancak ilk girişim için bu çok zor olabiliyor. Bankalar daha şüpheli davranabiliyorlar, bu da bir engel oluşturuyor.
Kadınların iş ve aile hayatını dengelemesi için hangi mekanizmalara ihtiyaçları var?
Son iki yıldır bazı kurumsal firmalar kreş gibi yardımlar sunuyor, ancak ben bunları pek görmedim. Çocuk kısmı gerçekten çok önemli; çünkü bu, iş hayatında engel oluşturabiliyor. Bu konuda hâlâ eksiklikler var. Pozitif ayrımcılık istemiyorum, ancak sektördeki tümsek yerlerin ortadan kalkması gerektiğini düşünüyorum. Kadınların ayrımcılığa uğramasını istemiyoruz; sadece olması gerekenin yapılmasını talep ediyoruz.
Teknoloji ve dijitalleşme iş kadınlarına nasıl fırsatlar sunuyor? Bir iş kadını, olarak genç kadınlara neler önerirsiniz?
Tabletler sayesinde ürünleri hızlıca gösterebiliyoruz, bu da müşteriler üzerinde büyük bir etki yaratıyor. Burada olmayan ürünleri bile kolayca sergileyebiliyoruz. Zaman çok hızlı ilerliyor ve bu teknolojinin büyük artıları var. Daha hızlı anlatıyoruz ve müşterilere daha ulaşılabilir oluyoruz. Kadın girişimciler cesur olsunlar. Ben de işe başta korkarak başladım, ancak zamanla öğrendim ve ilerledim. Çekinmeden, kendilerinden emin bir şekilde adım atsınlar, gerisi zaten geliyor.
İlk yorum yapan olun